Bedrettin Aykın |
Bedrettin Aykın, doğumu 20 Ekim 1936, Niksar, Tokat. Şair.
Roman yazarı Cemalettin Aykın, ağabeyidir. Niksar Albayrak İlkokulu (1948), Haydarpaşa Lisesi (1954), Selimiye Veteriner Sağlık Meslek Lisesi (1957) mezunu. Veteriner Sağlık Teknisyeni olarak Zonguldak, Milas, Ağın, Keban, Elazığ, Ermenek, Kulu ve İstanbul’da görev yaptı. 1970’ten itibaren Eczacıbaşı İlaç Fabrikası’nın Güneydoğu ve Doğu temsilcisi olarak Adana, Malatya, Konya, Kayseri’de; Marmara Bölgesi temsilcisi olarak da İstanbul’da görev yaparak 1992 yılında emekli oldu.
İlk şiiri "Bir Başka Şarkı", 18 Ekim 1962’de İmece dergisinde çıktı. Daha sonraki ürünleri, kurucuları arasında bulunduğu Hakimiyet Sanat ile Edebiyat Cephesi, Türkiye Yazıları, Dönemeç, Türk Dili, Yapıt, Su, Ekin, Varlık, Karşı, Kıyı, Atika, Berfin, Türk Dili Şairin Atölyesi, Şiir Ülkesi, Güzel Yazılar (yayın kurulu üyesi) vb. dergilerde yayımlandı. Gecede Söylenen Türküler adlı kitabıyla 1984 Yaşar Nabi Şiir Ödülünü aldı. Şiirlerinin bir bölümü Ferhat Tunç, Grup Çağrı ve Cebrail Kalın tarafından bestelendi. Türkiye Yazarlar Sendikası, Türkiye PEN Pazarlar Derneği, Edebiyatçılar Derneği, Dil Derneği üyesidir.
"Şiirimizin yalın, lirik kaynağında, özentisiz, içten bir ses tonu." Ataol Behramoğlu
“Çağın, düzensiz, sancılı bir toplumdaki bunalmış insanının yaşantısından, acıları ve özlemlerinden damıtılmış bir şiir bu. Çarmıhındaki İsa gibi konuşan bir şiir bu. (...) Şiirlerindeki bu insan sesi, kalp atışları, biraz üzgünce de olsa, yeni bir duyarlıkla yaşam algılarını yenileyebilecek şeyler söylemekte okuyucusuna.” Ömer Nida.
“Bedrettin Aykın, şiirini yaşamın içinden kuran, bireysel yanını toplumsalla çözümleyen, değerlendiren; iç dünyasının acılarını, sıkıntılarını güneşe açılan pencerelerden uçurmasını bilen bir şair. Şiirindeki sesleri, kendi sesinden damıtarak; daha ilk kitabında «Bedrettin Aykın Şiiri» ne ulaşmayı başarmış; baktığı sol siyasal pencereyi geniş tutmayı yeğleyebilmiş, ilk bakışta klasik tarz görünen şiirini, imge ve biçim yapı taşlarıyla yenileyerek kendi sesine varmıştır. Hüznün ve umudun her mevsim iç içe Aykın’ın yaşamını ve şiirini baştan aşağı nasıl sarmış olduğunu görmemek mümkün değil. Sonuçta acılarda, yalnızlıklarda yaşayan ve umudunu canlı tutan, kimliğini hiçbir çekince göstermeden şiirine aktaran bir şairdir o. Yaşadığı tarih ve coğrafya içinde şekillenen insan, hiçbir sorunundan soyutlanmadan, şiir potasına karışır Bedrettin Aykın’ın. Acı çeken ve direnen insanın şiiridir onun şiiri.” Güngör Gençay.
“1970’lerden bu yana gelişen şiir birikimini, insani ilişkilerin «meta» ya indirgendiği bir ortamda, yalnızlıklarla kuşatılmışlığın içinden sürüyor. «İyi ki sen varsın ey şiir - Yoksa nasıl yaşardım bunca yalnızlığımla.» Şiiri, yalnızlıklarının sığınağı olarak görüyor Aykın.” Ahmet Ada.
“Çağın, düzensiz, sancılı bir toplumdaki bunalmış insanının yaşantısından, acıları ve özlemlerinden damıtılmış bir şiir bu. Çarmıhındaki İsa gibi konuşan bir şiir bu. (...) Şiirlerindeki bu insan sesi, kalp atışları, biraz üzgünce de olsa, yeni bir duyarlıkla yaşam algılarını yenileyebilecek şeyler söylemekte okuyucusuna.” Ömer Nida.
“Bedrettin Aykın, şiirini yaşamın içinden kuran, bireysel yanını toplumsalla çözümleyen, değerlendiren; iç dünyasının acılarını, sıkıntılarını güneşe açılan pencerelerden uçurmasını bilen bir şair. Şiirindeki sesleri, kendi sesinden damıtarak; daha ilk kitabında «Bedrettin Aykın Şiiri» ne ulaşmayı başarmış; baktığı sol siyasal pencereyi geniş tutmayı yeğleyebilmiş, ilk bakışta klasik tarz görünen şiirini, imge ve biçim yapı taşlarıyla yenileyerek kendi sesine varmıştır. Hüznün ve umudun her mevsim iç içe Aykın’ın yaşamını ve şiirini baştan aşağı nasıl sarmış olduğunu görmemek mümkün değil. Sonuçta acılarda, yalnızlıklarda yaşayan ve umudunu canlı tutan, kimliğini hiçbir çekince göstermeden şiirine aktaran bir şairdir o. Yaşadığı tarih ve coğrafya içinde şekillenen insan, hiçbir sorunundan soyutlanmadan, şiir potasına karışır Bedrettin Aykın’ın. Acı çeken ve direnen insanın şiiridir onun şiiri.” Güngör Gençay.
“1970’lerden bu yana gelişen şiir birikimini, insani ilişkilerin «meta» ya indirgendiği bir ortamda, yalnızlıklarla kuşatılmışlığın içinden sürüyor. «İyi ki sen varsın ey şiir - Yoksa nasıl yaşardım bunca yalnızlığımla.» Şiiri, yalnızlıklarının sığınağı olarak görüyor Aykın.” Ahmet Ada.
Eserleri
- Her Mevsim Acılarda (1982),
- Gecede Söylenen Türküler (1984),
- Eksik Bir Gökyüzü (1985),
- Yaralı İlkyaz (1990),
- Ansızın Güz (1992),
- Sevda Sureleri (1994),
- Yalnızlıklar (1997),
- Güz Balkonu (2001),
- Eksik Bir Gökyüzü - Bütün Şiirleri 1 (2002).
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder