Sayfalar

20 Mart 2011 Pazar

Beyitler I

1. Hâl müşkildür anda kim bir ola 
    Sahibi hükm ü sahibi da'vâ

2. Ey Fuzûlî odlara yansın bisât-ı saltanat 
    Yiğdür andan Hak bilür bir kûşe-i külhan mana

3. Cân ü dil kaydını çekmekden özüm kurtardıun 
    Canı cânâneye itdüm dili dil-dâra feda

4. Fuzûlî ister isen izdiyâd-ı rütbe-i fazl 
    Diyâr-ı Rûmi gözet terk-i hâki Bağdâd it

5. Nola ger kocsa miyânun kemer-i zer güstâh 
    Getürüp çohlan ortaya zer eyler güstâh

6. Meni gel öldürüp kurtar belâdan çünld ey huni 
    Ne sende merhamet şefkat ne mende sabr u takat var

7. Seher bülbüller ef gam degül bî-hûde gülşende
    Fuzûlî nâle-i dil-sûzma âheng dutmışlar

8. Cam kim cânânı içün sevse cananın sever 
    Câm içün kim ki cananın sever canın sever

9. Ey Fuzûlî yâr eğer cevr itse andan incime 
    Yâr çevri âşıka her dem mahabbet tazeler
10. Va'de-i lutfun çoğ amma baht yâr olmaz ne sûd 
      Gül bittirmez âb-ı şirin virmek ile hâk-i sûr

11. Menden Fuzûlî isteme eş'âr-ı medh ü zem 
      Men âşıkam hemîse sözüm âşıkânedür 


Fuzuli

1. Karar veren hakim ile davacı aynı kişi olursa, durum işte o va­kit güçtür.

2. Ey Fuzuli! Saltanat döşeği ateşlere yansın. Allah 'bilir benim için bir külhan köşesi ondan daha iyidir.

3. Canı cânâneye, dili (gönlü) dil-dâra feda edip cana ve gönle bağlı olmaktan kendimi kurtardım (canın ve gönlün derdini çekmekten kurtuldum!.

Cânâne ve dil-dâr her ikisi de sevgili demektir. Cân, cânâne, ve dil, dil-dâr kelimelerindeki alliterasyon, iştikak ve yaran cinaslarla sağlanmıştır.

4. Fuzûlî! Eğer fazilet mertebenin arıtmasını istiyorsan, Anado­lu ülkesine gitmeye bak. Bağdat toprağını terket.

5. Altın kemer eğer küstahlaşıp senin belini kucaklarsa, buna şa­şılmaz. Çünkü altın birçok kimseleri zengin edip ortaya çıkararak on­ları küstahlaştırır.

6. Ey kan dökücü (güzel)! Gel beni öldürüp beladan kurtar. Çünkü ne sende merhamet, şefkat ne de bende dayanacak sabır ve ta­kat var.

7. Seher vakti bülbüllerin gül bahçesinde feryad etmeleri boşuna değildir. Onlar Fuzûlî'nin gönül yakan inlemelerine ahenk tutmuş­lar.

8. Bir kimse kendi canını cananına vermek için severse, cananını se­viyor demektir. Cananını canı için seven kimse ise, kendi canını seviyor dernektir.

Fuzûli can ve canan kelimeleriyle söz oyunu yapmıştır. İştikak sanatı vardır.

9. Ey Fuzûli! Eğer yâr sana cefa ve cevr ederse üzülme. Çünkü sevgilinin âşığa cefa ve cevr etmesi âşığın sevgisini her an tazeleyip ar­tırır.

10. Çok lütuf va'dinde bulunuyorsun ama ne fayda ki talihim ba­na yâr olmuyor. Çorak toprak tatlı su vermekle gül bitirmez.

Fuzûli sevgilinin lütuf va'detmesini tatlı suya, kendi talihsizliğini de çorak toprağa benzetiyor. 

11. Fuzulî! Benden övgü ve yergi şiirleri isteme. Ben âşığım, benim sözüm de daima âşıkanedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder