Sayfalar

16 Mart 2011 Çarşamba

Gazel LIII

Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtüj Fâ'ilün


1. Ey kemân-ebrû şehîd-i nâvek-i müjgânunam
    Bulmışaım feyz-i nazar senden senin kurbânunam

2. Kâkülün tânna peyvend itmişem can riştesin
    Başun içün bir terahhum kıl ki ser-gerdânunam

3. N'ola kılsam terk-i mey minnet kılup zâhidlere
    N'eylerem mey neş'esin men kim senün hayrânunam

4. Şâne veş yüz nâvek-i gam sancılupdur cânuma 
    Tâ esîr-i halka-i gîsû-yı müşg-efşânunam

5. El çeküp kat'-ı nazar kılmış ilâcumdan tabib 
    Bildi güya kim harâb-ı nerkis-i fettânunam

6. Cana meylün var ise hükm eyle teslim eyleyem 
    Pâdişâhum men senün bir bende-i fernıânunam

7. Gönce kılmaz şâd gül açmaz dutılmış gönlümi 
    Ârzûmend-i ruh-ı âl ü leb-i handânunam

8. Kan idüp bağrum işüm âh itme her dem ey felek 
    Hürmettim dut bir iki gün kim senün mihmânunam

9. Ey Fuzûlî âteş-i âh ile yandurdun meni 
    Gâlibâ sandun ki şem'-i külbe-i ahzânunam


Fuzuli
1. Ey yay kaşlı! Kirpiklerinin okunun şehidiyim. Senden bakış feyzi (bolluğu) bulduğum için senin kurbanınım (okların benim için feyz kaynağıdır).

Kurban: 1) Yakınlık, bu anlamıyla Tanrı'ya yakın olmak, O'nun rızasını yerine getirmek için kesilen hayvan; 2) «kurbanın ola­yım» deyiminde olduğu gibi, birisine canım feda etmektir. Beyitte kur­banın her iki anlamı da kullanılmıştır. Aşktan ölenlerin şehit olduklara inancına işarettir. Şehit ile kurban arasında tenasüp varda*.

2. Can ipliğini kakülünün teline bağlamışım. Başı dönmüş ava­re âşığınım. Başın için bir merhamet eyle.

Can, incelip zayıflamış olduğu için ipliğe benzetilmiştir. Kâkül, târ (tel), rişte (iplik), ser (baş) kelimeleriyle müraat-ı nazir sanatı yapıl­mıştır.

3. Sofulara minnet duyup şarabı terketsem ne olur? Şarap neşesini ne yapayım, ben senin hayranınım.

Hayran kelimesinde tevriye vardır s 1) Sevgilinin güzelliğine tu­tulmuş; 2) afyon sarhoşu. Bu ikinci anlamı mey (şarap) ile ilgilidir.

4. Misk gibi koku saçan saçının halkasının esiri olduğumdan, tarak gibi yüzlerce gam oku canıma saplanmıştır.

Halka, hem saç halkası, hem de esirlerin bağlandığı halka anlam­dadır.

5. Doktor ilâcından el çekip bana bakmaktan vazgeçmiş. Heralde senin fettan gözün yüzünden harap olduğumu bildi.

Nergis baygın bakan göze benzetilir. Fitne çıkarmak gözle ilgili bir sıfat olduğu için nergis-i fettan kapalı istiare yoluyla fitne koparan göz yerinde kullanılmıştır.

6. Padişahım, ben senin fermanının kuluyum. Canımı istiyorsan emreyle teslim edeyim.

7. (Aşka) tutulmuş gönlümü gonca neşelendirmez, gül de ferah­latmaz. Ben senin gülen dudağını kırmızı yanağım arzulamaktayım.

Gonca, şekli içinde kırmızı yaprakları bulunması dolayısıyle içi kan dolu gönle benzetilir. Gonca da üzüntüden sıkılmış ve daralmış gön­le benzer. Gonca gülünce yani açılınca sıkıntıdan kurtulur, ferahlar. Burada gülen ağız goncaya, kırmızı yanak da güle benzemesi dolayısıyle düzensiz leff ü neşr sanatı yapılmıştır. Dutulmuş ve açmaz kelimelerin­de tevriye ve tezat vardır.

8. Ey felek! Her an bağrımı kan edip işimi ah etme. Saygı göster, bir iki gün senin misafirinim.

9. Ey Fuzûli! Ah ateşiyle beni yaktın. Galiba beni hüzünler dolu kulübenin mumu sandın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder