Sayfalar

16 Mart 2011 Çarşamba

Gazel LV

Mefulü/Fâ'ilâtü/Mefâ'îlü/Fâ'ilün


1. Canlar virüp senin kimi cânâna yetmişem 
    Rahm eyle kim yetince sana cana yetmişem

2. Şükrâne-i visâlüne can virdügüm bu kim 
    Çoh derd çekmişem ki bu dermana yetmişem

3. Hâlüm diyüp murâduma yetsem aceb degül 
    Bir bendeem ki dergeh-i sultâna yetmişem

4. Mûr-ı muhakkaram ki serâsîme çoh gezüp 
    Nâ-gâh bârgâh-ı Süleyman'a yetmişem

5. Bir bülbülem ki gülsen olupdur neşîmenüm 
    Yâ tûtiyem ki bir şekeristâna yetmLşem

6. Devr-i felek müyesser idüpdür murâdumı 
    Gûyâ ki tâlib-i güherem kâna yetmişem

7. Miskin Fuzûlî yem ki sana dutmışam yüzüm 
    Yâ bir kemine katre ki ummana yetmişem


Fuzuli
1. Canlar verip senin gibi bir sevgiliye eriştim. Merhamet eyle, sana erişinceye kadar canıma yetti (canım çıkacak halle geldim).

2. Sana kavuşabilmek için, çok dert çektim. Kavuşma şükrânesi olarak sana canımı vermenin sebebi budur.

3. Halimi anlatıp muradıma erişsem buna şaşılmaz. Çünkü ben sultanın sarayına erişmiş bir kulum.

4. Zavalı hakir bir karıncayım. Sersem ve âvâre çok dolaşıp bir­den Süleyman'ın huzuruna eriştim.

5. Bulunduğu yer gül bahçesi olan bir bülbülüm, yahut bir şeker diyarına erişmiş papağanım.

Tutî (papağan), şekerle beslendiği için şekeristan (şeker bulunan yer) ile, bülbülün gül bahçesiyle ilgisinde tenasüp vardır.

6. Feleğin devri muradımı vermiştir. Sanki maden ocağına eriş­miş bir mücevher talibiyim.

Devr kelimesi tevriyelidir. Dönme ve zaman anlamlarındadır. Mü­cevher talibi, mücevher arayıcısı, mücevher elde etmek istiyendir.

7. Yüzünü sana çevirmiş (yardım isteyen) zavallı Fuzûlî'yim; ya­hut da denize erişmiş değersiz bir noktayım.

«Yüzü tutmak» bir deyim olup, bir şey istemeye cesaret etmek demektir. Olumsuz olarak «yüzü tutmamak» deyimi de vardır. 3. ve 4. beyitlerden anlaşıldığına göre gazel Kanuni için yazılmış olmalıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder