Fe'ilâtüiı/Fe'ilâtün/Fe'ilâtün re'ilün
1. Yâr kılmazsa mana oevr ü cefâdan gayrı
Men ana eylemezem mihr ü vefadan gayrı
2. Ey diyen gayre gönül virme ham mende gönül
1. Yâr kılmazsa mana oevr ü cefâdan gayrı
Men ana eylemezem mihr ü vefadan gayrı
2. Ey diyen gayre gönül virme ham mende gönül
Ser-i zülfünde olan bahtı karadan gayrı
3. Kıldı Mecnun kimi çohlar heves-i ışk velî
3. Kıldı Mecnun kimi çohlar heves-i ışk velî
Döymedi derde men-i bî-ser ü pâdan gayrı
4. Müşg-i Çin zülfün ile eylese da'vî ne aceb
4. Müşg-i Çin zülfün ile eylese da'vî ne aceb
Ne olur yüzi kara kulda hatâdan gayrı
5. Lebine çeşme-i hayvan dimezem kim lebimin
5. Lebine çeşme-i hayvan dimezem kim lebimin
Var min cana değer feyzi bekadan gayrı
6. Hîç kim bilmedi tahkik ile ağzım sırrın
6. Hîç kim bilmedi tahkik ile ağzım sırrın
Sırr-ı gaybı ne bilür kimse Huda'dan gayrı
7. Ey Fuzûlî bize takdir gam itmiş rûzî
7. Ey Fuzûlî bize takdir gam itmiş rûzî
Kılalum sabr nedür çâre rızâdan gayrı,
Fuzuli
1. Sevgili, bana cevr ve cefadan başka bir şey yapmazsa, ben de ona sevgi ve vefadan başka bir şey eylemem.
Cevr ü cefa ile mihr ü vefa arasında tezat yapılmıştır.
2. Ey başkasına gönül verme diyen sevgili! Senin saçlarında olan bahtı karadan başka hani bende gönül?
Aşığın gönlü dalma sevgilinin saçlarında olup kendi yanında değildir. Gönüle bahtı kara demesi talihsizliğinden dolayıdır. Saç ile kara arasında renk dolayısıyle ilgi kurulmuştur.
3. Mecnun gibi, çok kimseler aşka heves etti. Fakat ben yoksuldan başka kimse aşk derdine dayanamadı.
«Bî-ser ü pâ» başsız ayaksız demek olup hiçbir şeyi olmayan sefil kimse anlamında kullanılır.
4. Çin miski senin saçın ile iddiaya girse buna şaşılır mı? Yüzükara kulda hatadan başka ne bulunur?
«Yüzü kara» suçlu kimse demek olup, kusur, yanlış anlamında hata kelimesiyle ilgilidir. Hata kelimesi de tevriyelidir. Hatanın yanlış anlamından başka, miski ile tanınmış olan Çin'in batısındaki Hıtay veya Hata denen ülkedir. Miskin rengi siyah olması dolayısıyla yüzü kara kul. denerek kinaye sanatı yapılmıştır. Türk, Çin, Hata kelimelerinde iham-ı tenasüp sanatı vardır.
5. Sevgilinin dudağına âb-ı hayat çeşmesi demem, çünkü senin dudağının ölümsüzlük bağışlamaktan başka, bin derde deva feyzi vardır.
Çeşme-i hayvan veya âb-ı hayat çeşmesi: Suyunu içen kimsenin ölümsüzlüğe kavuştuğuna inanılan bengisu çeşmesidir. Feyz, bereket, bolluk demektir.
6. Hiç kimse ağzının sırrını araştırmakla bilemedi Gayb sırrını Allah'tan başka kimse bilmez.
Sırr-ı gayb: Bilinmeyen âlemler demektir. Gayb kelimesi tevriyelidir. Ağız, sır, gayb kelimeleri birlikte kullanılarak iham-ı tenasüp sanatı yapılmıştır. Tahkik, sırr-ı gayb, Huda kelimeleri de birbiri ile ilgili olup tenasüp sanatı vardır.
7. Ey Fuzûlî, kader bize gamı kısmet etmiş. Sabredelim, kadere razı olmaktan başka çare yoktur.
Cevr ü cefa ile mihr ü vefa arasında tezat yapılmıştır.
2. Ey başkasına gönül verme diyen sevgili! Senin saçlarında olan bahtı karadan başka hani bende gönül?
Aşığın gönlü dalma sevgilinin saçlarında olup kendi yanında değildir. Gönüle bahtı kara demesi talihsizliğinden dolayıdır. Saç ile kara arasında renk dolayısıyle ilgi kurulmuştur.
3. Mecnun gibi, çok kimseler aşka heves etti. Fakat ben yoksuldan başka kimse aşk derdine dayanamadı.
«Bî-ser ü pâ» başsız ayaksız demek olup hiçbir şeyi olmayan sefil kimse anlamında kullanılır.
4. Çin miski senin saçın ile iddiaya girse buna şaşılır mı? Yüzükara kulda hatadan başka ne bulunur?
«Yüzü kara» suçlu kimse demek olup, kusur, yanlış anlamında hata kelimesiyle ilgilidir. Hata kelimesi de tevriyelidir. Hatanın yanlış anlamından başka, miski ile tanınmış olan Çin'in batısındaki Hıtay veya Hata denen ülkedir. Miskin rengi siyah olması dolayısıyla yüzü kara kul. denerek kinaye sanatı yapılmıştır. Türk, Çin, Hata kelimelerinde iham-ı tenasüp sanatı vardır.
5. Sevgilinin dudağına âb-ı hayat çeşmesi demem, çünkü senin dudağının ölümsüzlük bağışlamaktan başka, bin derde deva feyzi vardır.
Çeşme-i hayvan veya âb-ı hayat çeşmesi: Suyunu içen kimsenin ölümsüzlüğe kavuştuğuna inanılan bengisu çeşmesidir. Feyz, bereket, bolluk demektir.
6. Hiç kimse ağzının sırrını araştırmakla bilemedi Gayb sırrını Allah'tan başka kimse bilmez.
Sırr-ı gayb: Bilinmeyen âlemler demektir. Gayb kelimesi tevriyelidir. Ağız, sır, gayb kelimeleri birlikte kullanılarak iham-ı tenasüp sanatı yapılmıştır. Tahkik, sırr-ı gayb, Huda kelimeleri de birbiri ile ilgili olup tenasüp sanatı vardır.
7. Ey Fuzûlî, kader bize gamı kısmet etmiş. Sabredelim, kadere razı olmaktan başka çare yoktur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder