Sayfalar

11 Mart 2011 Cuma

Gazel XIV

Miifte'ilün/Fâ'ilün/Müfte'ilün/Fâ'ilün 


1. Kimsede ruhsâruna tâkat-i nezzâre yoh 
    Âşıkı öldürdi şevk bir nazara çâre yoh

2. Bağrı bütünler mana ta'ne iderler müdâm
    Hâlümi şerh itmeğe bir ciğeri pare yoh

3. Yığdı menüm başuma dehr gamın n'eylesün 
    Bâdiye-i ışkda men kimi âvâre yoh

4. Dehrde hemtâ sana var peri yoh dimen 
    Var güzel çoh velî sen kimi hun-hâre yoh

5. Gözde gezer çizginüp katre-i eşkünı müdâm 
    Katre-i eşküm kimi çerhde seyyare yoh

6. Çâk görüp göğsümi kılma ilâcum tabîb 
    Zayi' olur merhemün mende biter yara yoh

7. Zârlığum ışkdan var Fuzûlî velî
    Ol meh-i bî-mihrden rahm men-i zara yoh


Fuzuli


1. Senin yanağına bakmaya kimsede güç yok. Âşığı arzu ve şevk öldürdü. Onda bir bakışa bile çare kalmadı.

2. Aşk derdiyle yüreği parçalanmamış olanlar daima beni ayıp­larlar. Halimi anlatmak için aşk derdiyle ciğeri parçalanmış bir kimse yok.

Bağrı bütün bugün kullanmadığımız Türkçe bir deyim. Dert ve ıs­tırap çekmemiş anlamındadır.

3. Dünya bütün gamını benim başıma yığdı. Ne yapsın aşk çö­lünde dolaşan benim gibi bir avare bulamadı.

4. Dünyada senin eşin peri gibi bir güzel yok demem, vardır. Gü­zel çok var, lâkin senin gibi kan içen güzel yok.

Hun-hâr (kan içen) kan döken, öldüren demektir. Var ve yok ke­limeleriyle tezatlar yapılmıştır.

5. Gözyasımm damlası daima gözde dolanıp gezen Gökte gözya­sımın damlası gibi gezen bir seyyare yok.

Göz gökyüzüne gözyaşı da seyyareye benzetilmiştir.

6. Ey doktor! Göğsümü parçalanmış görüp ilaç yapma. Merhe­min boşa gider. Çünkü bende bitip tükenecek yara yok.

7. Ey Fuzûli! Aşktan ağlayıp inliyorum. Lakin o merhametsiz ayın (sevgili) bana acıdığı yok.

Mihr (güneş) ile men (ay) arasında iham-ı tenasüp vardır.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder