Sayfalar

15 Mart 2011 Salı

Gazel XLIX

Fâ'ilâtün/Fâ'Uâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilün


1. Ey musavvir yâr timsâline suret virmedün 
    Zülf ü ruh çekdün velî tâb u taravet virmedün

2. Işk sevdasından ey nâsih meni men' eyledün 
    Yoh imiş aklun mana yahşi nasihat virmedün

3. Dün ki fursat düşdi hâk-i dergehünden kâm alam 
    N'oldı ey göz yaşı göz açmağa fursat virmedün

4. Göz yumup âlemden isterdüm laçam ruhsâruna 
    Camım aldım göz yumup açınca mühlet virmedün

5. Bu mıdur rahmün ki hâlün eyler iken kasd-ı cân 
    Çıhdı hattun kim anı men' ide ruhsat virmedün

6. Virme hüsn ehline yâ Rab kudreti resmi cefâ 
    Çün cefâ çekmekde ışk ehline takat virmedün

7. Ey Fuzûlî öldün efgân itmedün rahmet sana 
    Rahm kıldun halka ef gamınla zahmet virmedün


Fuzuli
1. Ey ressam! Yârin resmine (gerçekteki) şekli veremedin. Saç ve yanak yaptın fakat parlaklık ve tazelik veremedin.

Tâb ve taravet, parlaklık ve tazelik demektir. Yüz için kullanıl­mıştır. Ayrıca tâb zülf ile taravet ruh (yüz) ile ilgilidir. Çünkü tabın bir anlamı da kıvrım, büklümdür. Piç ü tâb, kıvrım kıvrım demektir.

2. Ey nasihatçi! Beni aşk sevdasından men ettin. Akim yokmuş bana iyi nasihat vermedin.

3. Dün senin bulunduğun yerin toprağında muradıma ermem için fırsat düştü. Ey gözyaşı! Ne oldu da bana göz açmaya fursat ver­medin.

Göz açmaya fırsat vermemek (veya bulamamak) bir deyimdir. Sevgilinin bulunduğu yerin toprağım âşığın gözüne sürme diye çekmesi Fuzûlî'nin çok kullandığı bir temadır. Ağlarken sürme, yani toprak göz­de kalmayacağı için muradına eremeyecektir.

4. Âlemden gözümü kapayıp senin yüzüne açayım isterdim. Ca­nımı aldın, bir göz yumup açmcaya kadar fırsat vermedin.

«Göz yummak» ve «göz açmak» deyimleri mecazi anlamlarıyla kullanılmışta-. Yummak yani kapamak ile açmakta tezat vardır.

5. Yüzündeki ben, cana kastederken ayva tüylerinin çıkıp onu men etmesine izin vermedin. Merhametin bu mu?

Ben ve ayva tüyleri kişileştiirlerek teşhis sanatı yapılmıştır. Tev-riyeli olup karşı çıkmak ve yüzdeki tüylerin çıkması anlamlarındadır.

6. Ya Rabbi! Madem ki, âşıklara cefa çekmek için takat verme­din, güzellere de cefa etme gücünü verme.

7. Ey Fuzûli! Sana rahmet olsun, öldün feryat etmedin. Halka acıdın da feryat ve figanınla zahmet vermedin.

«Rahmet sana» sözü iki anlamda kulanılmıştır: Ölmüş insan için «rahmet olsun» dendiği gibi, birisi iyi bir şey yapınca «babana rahmet» denir. Burada da Fuzûli, halkı feryadıyla rahatsız etmediği için «sana rahmet» sözünü kullanmıştır. Rahmet ve rahm kelimelerinde iştikak, rahmet ve zahmet kelimelerinde cinas sanatı vardır. Tevriyeden yarar­lanarak ölmek, zahmet, efgan kelimeleriyle iham-ı tenasüp sanatı yapıl­mıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder