Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün
1. Ezel kâtibleri uşşak bahtın kara yazmışlar
Bu mazmun ile hat ol safha-i ruhsâra yazmışlar
2. Havâs-ı hâk-ı pâyun şerhini tahkik idüp merdüm
2. Havâs-ı hâk-ı pâyun şerhini tahkik idüp merdüm
Gubâr ilen beyâz-ı dîde-i hun-bâra yazmışlar
3. Gülistanı ser-i kuyun sıfatın bâb bâb ey gül
3. Gülistanı ser-i kuyun sıfatın bâb bâb ey gül
Hat-ı reyhan ile cedvel çeküp gülzâra yazmışlar
4. İki satr eyleyüp ol iki mey-gûn la'ller vasfın
4. İki satr eyleyüp ol iki mey-gûn la'ller vasfın
Görenler her birin bir çeşm-i gevher-bâra yazmışlar
5. Girüp büt-hâneye kılsan tekellüm can bulur şeksüz
5. Girüp büt-hâneye kılsan tekellüm can bulur şeksüz
Musavvirler ne suret kim der ü dîvâra yazmışlar
6. Muharrirler yazanda her kime âlemde bir rûzî
6. Muharrirler yazanda her kime âlemde bir rûzî
Mana her gün dil-i sad-pâreden bir pare yazmışlar
7. Yazanda Vâmık u Ferhâd u Mecnûn vasfm ehl-i derd
7. Yazanda Vâmık u Ferhâd u Mecnûn vasfm ehl-i derd
Fuzûlî adını gördüm ser-i tûmâra yazmışlar
Fuzuli
1. Ezel gününün kâtipleri âşıkların bahtını kara yazmışlar. Bunun tamamını güzelin yanağını sayfasına yazmışlar.
Mazmun: Yazının içinde anlatılmak istenen gizli mânâdır. Divan şiirinde yüzdeki ayva tüyleri yazıya benzetilir. Âşığın bahtının karalığının güzelin yüzüne yazılması, âşığın sevgilinin yüzünün güzelliğine âşık olup ıstırap çekeceği anlamındadır.
2. Ayağının toprağının niteliğini inceleyen insan (göz bebekleri) onun niteliklerini toz gibi ince yazı ile kan saçan gözün beyazına yazmıştır.
Merdüm kelimesi hem insan hem de gözbebeği anlamında tevriyeli kullanılmıştır. Gubar kelimesinde de tevriye vardır. Bir anlamı tozdur; diğeri gubarî denen ince bir yazı çeşididir. Eskiden mürekkep yapmak için siyah toz kullanıldığına da işaret edilmiştir. Âşık sevgilinin ayağının toprağını gözüne sürme olarak çekmesi ve gözün beyazındaki ince damarların gubarî yazıya benzemesi de düşünülmüştür.
3. Ey gül (sevgili)! Gül bahçesi gibi olan köyünün vasıflarını reyhani yaza ile cetvel çekip bölüm bölüm gülzara yazmışlar.
Reyhan kelimesi güzel kokan ufak yapraklı bir ot ve reyhani yazı denen bir çeşit yazı anlamlarında tevriyeli kullanılmıştır. Cetvel kelimesi de tevriyeli olup cetvelle sayfa kenarlarına çekilen çizgi ve bahçelerde çiçek tarhlarının kenarından geçen su yolu. Bâb bâb kelimesi de tevriyeli olup kitap bölümü ve bahçelerde çiçek, sebze vb. ekmek için yapılan bölmeler ki, ark denir. Bâb bâb, hat-ı reyhan, cetvel ve yazmışlar kelimeleriyle müraat-ı nazir sanatı yapılmıştır. Ayrıca sevgilinin mahallesi gülistana benzetilmiştir. Gülistan, gülzar, bâb bâb, su cetveli kelimelerinde iham-ı tenasüp sanatı vardır.
4. Dudağını görenler şarap renkli o iki la'lin (iki dudağın) vasfını iki satır eyleyip her birini inci yağdıran bu göze yazmışlar.
5. Sevgilim, puthaneye girip konuşsan orada ressamların duvara ve kapıya çizdikleri ne kadar resim varsa şüphesiz hepsi canlanır.
6. Ezel günü yazıcıları, dünyada herkesin günlük rızkını yazdıklarında, bana yüz parça olmuş gönülden her gün bir parça yazmışlar.
7. Dert sahipleri, Vamık'ın, Ferhad'ın Mecnun'un hikâyesinde onların vasıflarını yazdıkları zaman Fuzüli'nin adım sayfanın basma yazdıklarını gördüm.
Yuvarlanarak katlanan kâğıda tumar denir. Eskiden resmi yazılar, mektuplar, kâğıda uzunlamasına yazılır, sonra yuvarlanıp katlanarak bağlanırdı.
Mazmun: Yazının içinde anlatılmak istenen gizli mânâdır. Divan şiirinde yüzdeki ayva tüyleri yazıya benzetilir. Âşığın bahtının karalığının güzelin yüzüne yazılması, âşığın sevgilinin yüzünün güzelliğine âşık olup ıstırap çekeceği anlamındadır.
2. Ayağının toprağının niteliğini inceleyen insan (göz bebekleri) onun niteliklerini toz gibi ince yazı ile kan saçan gözün beyazına yazmıştır.
Merdüm kelimesi hem insan hem de gözbebeği anlamında tevriyeli kullanılmıştır. Gubar kelimesinde de tevriye vardır. Bir anlamı tozdur; diğeri gubarî denen ince bir yazı çeşididir. Eskiden mürekkep yapmak için siyah toz kullanıldığına da işaret edilmiştir. Âşık sevgilinin ayağının toprağını gözüne sürme olarak çekmesi ve gözün beyazındaki ince damarların gubarî yazıya benzemesi de düşünülmüştür.
3. Ey gül (sevgili)! Gül bahçesi gibi olan köyünün vasıflarını reyhani yaza ile cetvel çekip bölüm bölüm gülzara yazmışlar.
Reyhan kelimesi güzel kokan ufak yapraklı bir ot ve reyhani yazı denen bir çeşit yazı anlamlarında tevriyeli kullanılmıştır. Cetvel kelimesi de tevriyeli olup cetvelle sayfa kenarlarına çekilen çizgi ve bahçelerde çiçek tarhlarının kenarından geçen su yolu. Bâb bâb kelimesi de tevriyeli olup kitap bölümü ve bahçelerde çiçek, sebze vb. ekmek için yapılan bölmeler ki, ark denir. Bâb bâb, hat-ı reyhan, cetvel ve yazmışlar kelimeleriyle müraat-ı nazir sanatı yapılmıştır. Ayrıca sevgilinin mahallesi gülistana benzetilmiştir. Gülistan, gülzar, bâb bâb, su cetveli kelimelerinde iham-ı tenasüp sanatı vardır.
4. Dudağını görenler şarap renkli o iki la'lin (iki dudağın) vasfını iki satır eyleyip her birini inci yağdıran bu göze yazmışlar.
5. Sevgilim, puthaneye girip konuşsan orada ressamların duvara ve kapıya çizdikleri ne kadar resim varsa şüphesiz hepsi canlanır.
6. Ezel günü yazıcıları, dünyada herkesin günlük rızkını yazdıklarında, bana yüz parça olmuş gönülden her gün bir parça yazmışlar.
7. Dert sahipleri, Vamık'ın, Ferhad'ın Mecnun'un hikâyesinde onların vasıflarını yazdıkları zaman Fuzüli'nin adım sayfanın basma yazdıklarını gördüm.
Yuvarlanarak katlanan kâğıda tumar denir. Eskiden resmi yazılar, mektuplar, kâğıda uzunlamasına yazılır, sonra yuvarlanıp katlanarak bağlanırdı.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder