Sayfalar

14 Mart 2011 Pazartesi

Gazel XXIV

Fâ'ilâtiin/Fâ'ilâtün/Fâ'ilâtün/Fâ'ilüa


1. Âşiyân-ı mürg-i dil zülf-i perîşânundadur 
    Handa olsam ey peri gönlüm sentin yanundadur 

2. Işk derdiyle hoşem el çek ilâcumdan tabîb 
    Kılma derman kim helâküm zehri dermânundadur

3. Çekme dâmen nâz idüp üftâdelerden velun kıl 
    Göklere açılmasını eller ki dâmânundadur

4. Gözlerüm yaşın görüp şûr itme nefret kim bu hem 
    Ol nemekdendür ki la'l-i şekker-efşânundadur

5. Mesti hâb-ı nâz ol cem' it dil-i sad-pâremi 
    Kim anun her paresi bir nevk-i müjgânundadur

6. Bes ki hicrânundadur hâsiyyet-i kat'-ı hayât 
    Ol hayât ehline hayrânem ki hicrânundadur

7. Ey Fuzûli şem' veş mutlak açılmaz yanmadın 
    Tâblar kim sünbülinden rişte-i câmmdadur


Fuzuli

1. Gönül kuşunun yuvası senin dağınık saçlarındadır. Ey peri (sevgili)! Nerede olsam gönlüm senin yanındadır.

2. Doktor! Aşk derdinden memnunum, bana lâç yapmaktan vaz­geç, derdime derman arama. Çünkü ölümümün zehiri senin ilâcında-dır (yani doktorun ilacı ile aşk derdinden kurtulması, şair için ölüm de­mektir).

3. Naz edip düşkünlerden (aşıklardan) eteğini çekme. Eteğine sarılan ellerin göklere açılmasından (bedduasından) kork.

4. Gözlerimin yaşını tuzlu görüp nefret etme. Çünkü bu da se­nin şeker saçan ağzının tuzundandır.

Gözyaşları tuzludur. Gözü yakar ve kızartır. Lal açık istiare ile dudak yerinde kullanılmıştır. Dudak da kırmızıdır. Divan şiirinde du­dağın lale benzettiğini yukarıda açıklamıştık. Dudağın şeker saçması tatlı ve güzel konuşmasıdır. Gözyaşındaki tuzun sevgilinin ağzındaki tuzla aynı oluşu, insanın ağzının suyunun tuzlu olmasından dolayıdır. Tuz acı olmakla beraber yemeğe tat verir. Sevgilinin ağzının suyu da asığa zevk verir. Tuz ile şeker arasında tezat sanatı vardır.

5. Naz uykusuyla sarhoş ol da yüz »parça olmuş gönlümü bir ara­ya topla. Çünkü onun her parçası bir kirpiğinin ucundadır.

Sevgili naz uykusuyla sarhoş olunca gözlerini süzerek baygın ba­kacaktır. Böylece sevgilinin her bir kirpiğinin ucunda bulunan gönlü­nün parçalan bir araya toplanmış olacaktır. Fuzuli, «cem'-i dil» ve «cem'iyyet-i hatır» tamlamalarını çok kullanır «perîşanî-i dil» veya «pe-rişanl-i hatır» karşılığıdır. Gönlün toplu olması, rahat ve memnun ol­ması demektir.

6. Ayrılığında, hayatı sona erdirmek özelliği vardır (yani ayrılı­ğın insanı öldürür). Senin ayrılığında yaşayabilenlere hayranım.

7. Ey Fuzûli! Sevgilinin sünbül gibi saçından dolayı canının ipliğindeki kıvrımlar mum gibi yanmadan kesinlikle açılmaz.

Vücut muma, can mumun fitiline benzetilmiştir. Can ipliğindeki kıvrımlardan maksat, ıstıraplardır. Şairin canı sevgilinin sünbül gibi olan saçını düşünerek ıstıraptan kıvrılıp bükülmüştür. Burada sacın sünbüle benzetilmesi kıvrım kıvrım olduğundan dolayıdır. Saç rengi ve kokusu sebebiyle de sünbüle benzetilir. Can ipliğindeki kıvrımlar mum gibi yanıp tükenmedikçe açılmaz yani ölmedikçe ıstıraptan kurtulun-maz denmektedir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder