Sayfalar

15 Mart 2011 Salı

Gazel XXVI

Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün/Mefâ'îlün


1. Memim kim bir leb-i handan içün giryânlığum vardur 
    Perîşân turralar devrinde ser-gerdânhğum vardur

2. Yaşum taht-ı revândur tâc-ı zerrin şu'le-i ahum 
    Görün kim devlet-i ışk ile ne sultânlığum vardur

3. Yumulmaz eşk tuğyanında ansuz çeşm-i hun-bârum 
    Hayâl-i sûret-i cânâna hoş hayrânhğum vardur

4. Sirişküm gör meni ey ebr özünden kem hayâl itme 
    Hevâ-yı ışk ile nün sence eşk-efşânlığum vardur

5. Fuzûli câm-ı mey terkin kılup zühd ile takvîden 
    Kamu dânâya rûşendür bu kim nâ-dânlığum vardur


Fuzuli

1. (Sevgilisinin) gülen bir dudağı için gözyaşı dökmekteyim. Onun dağınık perişan Saçlarının devrinde başım dönmekte, perişan haldeyim.

2. Gözyaşım tahtı revan, ahimin alevi de başımda altın taçtır. Aşk devletinde nasıl bir sultanlığım olduğunu görün.

3. Sevgilinin yüzünün hayaline çok hayran olduğum için onun yokluğunda gözyaşlarını coşup taştığında (dahi) kan saçan gözüm hiç yumulmaz (onun hayaline hayran hayran bakarım).

Ağlayan göz açıktır. Suret kelimesi şekil ve yüz anlamlarındadır. Sevgilinin şeklinin veya yüzünün hayaline hayranlıktan dolayı gözün kapanmamasında hüsn-i ta'lil sanatı vardır.

4. Ey bulut! Gözyaşlanmı gör de beni kendinden daha aşağı san­ma. Benim aşk havası ile döktüğüm gözyaşı senin yağmurundan bin de­fa daha çoktur.

Şair kendisini bulutla karşılaştırarak teşbih yapmaktadır. Hava kelimesi tevriyeli kullanılmış olup öteki anlamı arzu ve heves demek­tir. Hava ile bulut; aşk, neva (arzu), eşk kelimeleri mânâca birbir­leriyle ilgili olup iham-ı tenasüp sanatı yapılmıştır.

5. Fuzûli! Zühd ve takva yüzünden şarap kadehini terkederek cahillik yaptığım bütün bilginlere açıktır.

Dana: Bilgili, bilgin, nâ-dan: Bilgisiz, cahil, bön demek olup te­zat yapılmıştır. Zühd ü takva -. Dinin yasaklarından kaçınıp ibadetle uğ­raşmadır. Şarap kadehi Üe zühdü takva arasında da tezat vardır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder