Biz üç kişiyiz-Cumartesi ,
Ben, Doktor Semih, Allahsız Kani
Kemeraltı soluk soluğa
Alından-mavisinden belli .
Merhabanın bini bir para,
Tuttuk içerlere yürüdük.
Bir atkuyruklu salındı geçti,
Üçümüz üç yerden öldük.
Bir günlük-güneşlik sormayın,
Vitrinleri donatmışlar, şarkılar,
Müjdeci mi geldi -n'oluyoruz,
Yoksa bayram mı var?
Karakolun köşesinden Barbara çıktı ,
Barbara'yı böyle güzel bilmezdik,
Sarılar giymiş, yakıştırmış - hoşumuza gitti,
Aferin orospuya, dedik.
Oya'lar, Erol'lar, Ayşe'ler- Can'lar,
Bir şu Leyla kimseyle gezmez.
Hangi akla hizmet eder anlamam
Vallahi kızım, kitaba uymaz.
Bugün bütün kadınlar güzel.
Ya da ben tümden sevdalandım.
Mayk'ı gördük, o da sevdalıymış,
Erimiş, kurumuş, kopacak sandım.
Çıkmış karşıdan Raif,
Bir elinde kitaplar, bir elinde sigara
Sigaraya da mı başladın ulan.
........................
Derken akşam oldu, ışıklar yandı,
İskeleden karşılar pembe-beyaz
Bahardır, genciz, sevmek hakkımız,
Ortalıkta meltem, incecik ayaz.
Durup durup içlendik üçümüz
Ben, Doktor Semih, Allahsız Kani.
Semih , tuh etti, denize tükürdü.
Tükürülür mü, İzmir'in denizi, mas-mavi.
Arkadaşım, can kardeşim şu Semih,
Benim içim götürmez, kahroldum.
Ellerim büyüdü büyüdü utancımdan,
Koyacak yer bulamadım.
Sen başka insansın Semih, incesin,
Ama mesela hergelenin biri şu Kani.
Lafını kantara vur, öyle konuş:
Şu maviye de tükürülür mü yani?
Doktorla Kani kös kös düşünür,
Yapmayın, etmeyin, dedim, cumartesidir.
Dikmişler gözlerini uzak yerlere,
Arpacı kumruları misali.
Uzanmış limanda gemiler, mavnalar
Akşamın alacasında rıhtım.
Aklıma bir şeytanlık geldi, içime gülmek.
Bizim enayileri dürttüm.
Eğildim kulaklarına fıs fıs ettim,
Aman bir sevindik bir sevindik,
Tutuştuk elele üçümüz,
Tepecik otobüsüne bindik.
Ben, Doktor Semih, Allahsız Kani
Kemeraltı soluk soluğa
Alından-mavisinden belli .
Merhabanın bini bir para,
Tuttuk içerlere yürüdük.
Bir atkuyruklu salındı geçti,
Üçümüz üç yerden öldük.
Bir günlük-güneşlik sormayın,
Vitrinleri donatmışlar, şarkılar,
Müjdeci mi geldi -n'oluyoruz,
Yoksa bayram mı var?
Karakolun köşesinden Barbara çıktı ,
Barbara'yı böyle güzel bilmezdik,
Sarılar giymiş, yakıştırmış - hoşumuza gitti,
Aferin orospuya, dedik.
Oya'lar, Erol'lar, Ayşe'ler- Can'lar,
Bir şu Leyla kimseyle gezmez.
Hangi akla hizmet eder anlamam
Vallahi kızım, kitaba uymaz.
Bugün bütün kadınlar güzel.
Ya da ben tümden sevdalandım.
Mayk'ı gördük, o da sevdalıymış,
Erimiş, kurumuş, kopacak sandım.
Çıkmış karşıdan Raif,
Bir elinde kitaplar, bir elinde sigara
Sigaraya da mı başladın ulan.
........................
Derken akşam oldu, ışıklar yandı,
İskeleden karşılar pembe-beyaz
Bahardır, genciz, sevmek hakkımız,
Ortalıkta meltem, incecik ayaz.
Durup durup içlendik üçümüz
Ben, Doktor Semih, Allahsız Kani.
Semih , tuh etti, denize tükürdü.
Tükürülür mü, İzmir'in denizi, mas-mavi.
Arkadaşım, can kardeşim şu Semih,
Benim içim götürmez, kahroldum.
Ellerim büyüdü büyüdü utancımdan,
Koyacak yer bulamadım.
Sen başka insansın Semih, incesin,
Ama mesela hergelenin biri şu Kani.
Lafını kantara vur, öyle konuş:
Şu maviye de tükürülür mü yani?
Doktorla Kani kös kös düşünür,
Yapmayın, etmeyin, dedim, cumartesidir.
Dikmişler gözlerini uzak yerlere,
Arpacı kumruları misali.
Uzanmış limanda gemiler, mavnalar
Akşamın alacasında rıhtım.
Aklıma bir şeytanlık geldi, içime gülmek.
Bizim enayileri dürttüm.
Eğildim kulaklarına fıs fıs ettim,
Aman bir sevindik bir sevindik,
Tutuştuk elele üçümüz,
Tepecik otobüsüne bindik.
Dinçer Sümer
Yeni Şiirler
1958
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder