Sayfalar

10 Aralık 2011 Cumartesi

Dörtlükler XI

Felek, delik deşik ediyorsun yüreğimi; 
Yırtıyorsun ikide bir sevinç gömleğimi, 
Esen yelleri ateş ediyorsun bana; 
Çamura çeviriyorsun içeceğimi. 

 
Haram, acı, kötü derler canım şaraba: 
Oysa ne hoş şey, hele bir güzel sunarsa; 
İçin bakın; hem doğrusunu isterseniz, 
Haram dedikleri her şey hoş galiba! 

 
Dedim ben artık kızıl şarabı içmem; 
Üzümün kanıymış bu, ben kan dökmek istemem. 
Gün görmüş aklım şaşırdı: Sahi mi? dedi; 
Yok canım, şaka, ben nasıl içmem! 

 
Sen bu dünyanın sırlarına eremezsin; 
Erenlerin dilini de söktüremezsin; 
İyisi mi iç şarabı, cennet et bu dünyayı: 
Öbür cennete ya girer, ya giremezsin. 

 
Bulut geldi; lalede bir renk bir renk! 
Şimdi kızıl şarap içmemiz gerek. 
Şu seyrettiğin serin yeşillikler 
Yarın senin toprağında bitecek. 

 
İki batman şarap, bir buğday ekmeği; 
Bir koyun budu, bir de ay yüzlü sevgili; 
Daha ne istenir bilmem şu dünyada: 
Padişah daha iyisini bulabilir mi? 


Dünyaları değişmem kızıl şaraba; 
Ay da ondan sönük; çoban yıldızı da. 
Şarap satanların aklına şaşarım: 
Ondan iyi ne var alınacak dünyada? 


İnsan son nefese hazır gerekmiş: 
Nasıl ölürse öyle dirilecekmiş. 
Biz her an şarap ve sevgiliyleyiz: 
Böylece dirilirsek işimiz iş. 

 
Biz de çocuktuk, bir şeyler öğrendik; 
Bildiklerimizle övündük, eğlendik. 
Şu oldu, bu oldu da ne oldu sonra? 
Bir bulut gibi geldik, yel gibi geçtik. 

 
Hayyam bilgelik çadırları dokudu; 
Sonra dert potasında yandı kül oldu. 
Bir pula satıldı kader çarşısında, 
Ölüm celladı geldi, boynunu vurdu. 


Ömer HAYYAM

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder