Sayfalar

9 Temmuz 2012 Pazartesi

Hava Ve Melekler

İki üç kez sevmiştim seni,
Yüzünü görmeden, adını duymadan önce.
Hani taparız ya meleklere, bize göründüklerinde
Kimi öyle bir ses, kimi belirsiz bir alev gibi.
Gene de senin bulunduğun yere geldiğimde,
Gördüğüm çok güzel, görkemli bir hiçti!
Ama ruhum etten kemikten olduğuna
Ve onlarsız bir şey yapamayacağıma göre,
Bir bedene bürünmeli ruhumun çocukluğu olan aşk da,
O da bensiz olamaz annesi gibi.
Bu yüzden senin için, nedir, kimdir, diye
"Bir sor bakalım" dedim aşk'a önce,
Sonra bıraktım bürünsün artık bedenine,
Yerlessin dudaklarına, gözlerine, alnına.
İşte böyle, aşka biraz safra yüklesem de,
"Daha dengeli olsa" derken gidişi,
Baktım öyle yüklemişim ki aşk teknesini,
Hayranlığım bile batacak hale gelmiş neredeyse.
Saçının bir teli bile aşka öyle çok iş çıkarıyor ki,
Daha uygun bir beden bulmak gerek bunun yerine.
Çünkü aşk ne hiçlikte barınabilir, ne de
Aşırı yoğun, aşırı parlak varlıklarda.
O halde; nasıl bir melek kendi kadar olmasa bile,
Saf ve cisimsiz, havadan yüz ve kanatlar takınırsa,
Benim aşkımın küresi olabilir senin aşkın da.
İşte havanın saflığıyla meleklerinki arasında
Ne fark varsa,
Sonsuza dek
O fark
Olacak aslında,
Kadının aşkıyla
Erkeğin aşkı arasında


John Donne

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder