Sayfalar

26 Mart 2013 Salı

Altın Renkli Bal, Şişeden...

Altın renkli bal, şişeden-
Öyle yoğun ve uzun süre aktı ki konuşmak gereğini duydu ev sahibesi;
"Burada, bu hüzünlü Taurid' de, alın yazımızın bizi getirdiği bu yerde
Hiç de sıkılmıyor canımız" - ve geriye baktı omuzunun üzerinden

Baküse hizmet edilmekteydi her yerde ve dünyada sanki-
Bekçiler ve köpekler kalmıştı sadece-git git kimseye raslamıyordun
Ağır ve dingin fıçılar gibi yuvarlanıyordu günler
Uzak bir kulübeden sesler geliyordu, ama anlamıyor ve yanıtlamıyordun

Büyük, kahverengi bahçeye çıktık çaydan sonra
Koyu renk perdeler kirpikler gibi inmişti pencerelere
Beyaz sütunların yanından asmalara bakmaya gittik
Uykulu dağların erimiş camlar gibi aktığı yere

Dedim ki eski bir savaş alanını anımsatıyor bu asmalar
Kıvırcık saçlı atlıların karışık düzende dövüştüğü;
Taşlıklı Taurid'de Hellen ülkesinin bilimi ve işte-
Soylu ve pas renkli dizileriyle altın hektarlar

Bembeyaz odada bir çıkrık gibi duruyordu sessizlik
Bodrumdan, sirke, boya ve taze şarap kokusu gelmekteydi
Anımsıyor musun, o Yunan evinde, herkesin tutkun olduğu zevce
- Helena değil, öteki - ne kadar uzun süre dokumuştu bezini

Altın yapağı, neredesin altın yapağı?
Tüm yolculuk boyunca ağır dalgaları denizin nasıl da uğulduyordu ..
Ve yelkenleri yorgun düşmüş gemisini bırakıp
Dönüyordu Odysseus, uzayla ve zamanla dolu...


Osip Mandelştam
1917
Türkçesi: Ataol Behramoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder