Sayfalar

20 Mart 2013 Çarşamba

Ecce!

İşte bu, bütün bulduğum,
İşte bu!
İşte bun!
       (Bal ve eşek arıları
       Arı dilim soğursun!)

Heybeli'nin gerisinde
Çamlimanı ilersinde
Bakmadan Burgaz'a batıdan
Sandal yattığında yatıdan
Terk-i Dünya berisinde
Bir yamaç var, göremem
Dikkat etmezsen kadar
Nafilesin, arkadaşım.
Bir duman, öyle duman
Denizin maisini
Göğün ak mendillerini
Yanındaki sevgilini
Unutturan bir zaman...
Değil bu Toroslar'dan
Esin gelen Karac'oğlan,
Bu Dante'nin mutfağından
Tüteleyen bir kavurman...

Ve O
Dumanlar içinden
Göğe ağan bir insan
Çöplüğü taramaya
Allahı arar gibi
Siyah, ama nassı siyyah...
Kimi yeşil, kimi kızıl
Konserveler arasından.
Parıl parıl güneşte
Tenekeler Sultanı...
Düşmüş olmalı ki tahtından
Selim veya Riçard-i Salis
Ve boynun urulmuş ki zaar
Ola ki kendinden intihar,
Gelmiş cehennemimize
Yaşamaktan bihabar,
Yaşamak'çin bir bahar...

Şol sandaldan atlayıp karaya
Takılarak çakıllara
Vurup yukarı yukarı
Dumanların arasından,
Ben ki kocamış bir kurdum,
Ol çöplüğü arar iken kendimi buldum.

İşte bu, bütün bulduğum,
İşte bu!
İşte bun!


Can Yücel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder