Saat yedi buçuktu
sonbahardı
ve bekliyordum birini
önemli değil kim olduğu.
Benimle olmaktan bıkmış
zaman
ağır ağır terk etti
ve yalnız bıraktı beni.
Günün kumuyla, suyla,
ölüp giden hüzünlü bir haftanın
yıkıntısıyla
baş başa kalmıştım.
“Neler oluyor? ” diye sordu bana
Paris’in yaprakları? “Kimi beklersin? ”
Ve bir kaç kez küçük düşürülmüştüm,
ilkinde bıraktığında beni ışık,
ondan sonra köpekler, kediler ve polisler.
Çimde geceyi gündüzü bilmeyen,
yalnızca kışın tuzunu bilen
yalnız bir at gibi
yalnız bırakıldım.
Kaldım
yapyalnız ve bomboş,
en sondaki yapraklar ağladılar bana,
ve sonrasında
duydular göz yaşları gibi.
Ne daha önce
ne de daha sonra
ansızın yalnız hissetmedim kendimi hiç.
Ve birini beklemekti buna yol açan –
anımsamıyorum,
çılgıncaydı,
uçucu,
ve birden yalnızlık yalnızca,
ki o an,
yol boyunca yitmişti
duygusu bir şeyin,
varlığının uzun bayraklarını yayan
bir şeyin gölgesi gibi ansızın.
Sonra kaçtım
o yalnız köşeden,
olabildiğince hızlı yürüdüm,
kaçarmışçasına geceden,
siyah ve yuvarlanan bir kayadan.
Söylediklerim önemli değil,
fakat bunlar başıma gelmişti
beklerken bir gün birini.
sonbahardı
ve bekliyordum birini
önemli değil kim olduğu.
Benimle olmaktan bıkmış
zaman
ağır ağır terk etti
ve yalnız bıraktı beni.
Günün kumuyla, suyla,
ölüp giden hüzünlü bir haftanın
yıkıntısıyla
baş başa kalmıştım.
“Neler oluyor? ” diye sordu bana
Paris’in yaprakları? “Kimi beklersin? ”
Ve bir kaç kez küçük düşürülmüştüm,
ilkinde bıraktığında beni ışık,
ondan sonra köpekler, kediler ve polisler.
Çimde geceyi gündüzü bilmeyen,
yalnızca kışın tuzunu bilen
yalnız bir at gibi
yalnız bırakıldım.
Kaldım
yapyalnız ve bomboş,
en sondaki yapraklar ağladılar bana,
ve sonrasında
duydular göz yaşları gibi.
Ne daha önce
ne de daha sonra
ansızın yalnız hissetmedim kendimi hiç.
Ve birini beklemekti buna yol açan –
anımsamıyorum,
çılgıncaydı,
uçucu,
ve birden yalnızlık yalnızca,
ki o an,
yol boyunca yitmişti
duygusu bir şeyin,
varlığının uzun bayraklarını yayan
bir şeyin gölgesi gibi ansızın.
Sonra kaçtım
o yalnız köşeden,
olabildiğince hızlı yürüdüm,
kaçarmışçasına geceden,
siyah ve yuvarlanan bir kayadan.
Söylediklerim önemli değil,
fakat bunlar başıma gelmişti
beklerken bir gün birini.
Pablo Neruda
"Estravagario'dan"
"Estravagario'dan"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder