Fakat caddelerde almamıştım ben bu ölü iyiliği,
geri çevirdim onun iltihaplı sukemerlerini
ve dokunmadım onun kirli denizine.
İyi olanı bir metal gibi çıkardım, kazdım
harap gözlerin arkasından,
ve kaldırılmış kılıçlar arasında doğmuş yüreğim
yaralar arasında büyüdü.
Hakir görerek çıkmadım ortaya, fırlatmadım
toprağı ve bıçağı insanlar arasına.
Hakaret ya da zehir dağıtmak değildi
benim işim.
Buz soğuğu kırbaçlar derisini ütülesin diye
silahsız olanı zincirlere vurmadım ben,
eldivenli ellerimle pusuda
beklemedim ben düşmanımı alanda:
yalnızca köklerimle büyüdüm ben,
ve toprakla,
direğimin büyümesine izin vermişti,
saklanmış solucanları ifşa etmişti toprak.
Pazartesi ısırmaya geldi beni,
ve bazı yapraklar verdi bana.
Salı küçümsemeye gelmişti beni,
ve ben uyumaya devam etmiştim.
Sonrasında Çarşamba kızgın dişleriyle geldi.
Kökler oluştursun diye gitmesine izin verdim,
ve dikenli ve kepekli
zehirli siyah bir mızrakla geldiğinde Perşembe,
bekliyordum onu şiirimin ortasında
ve bir üzüm salkımıyla yardım onu dolunay altında.
Gel haydi ve bu kılıçta parçalan!
Gel haydi ve uzmanlık alanımda parçalan!
Gel haydi sarı ordularınla
ya da kükürt kokan hevenklerinle!
Gölgeleri tüketeceksiniz ve çanların kanı
şarkımın yedi kumulu altında.
geri çevirdim onun iltihaplı sukemerlerini
ve dokunmadım onun kirli denizine.
İyi olanı bir metal gibi çıkardım, kazdım
harap gözlerin arkasından,
ve kaldırılmış kılıçlar arasında doğmuş yüreğim
yaralar arasında büyüdü.
Hakir görerek çıkmadım ortaya, fırlatmadım
toprağı ve bıçağı insanlar arasına.
Hakaret ya da zehir dağıtmak değildi
benim işim.
Buz soğuğu kırbaçlar derisini ütülesin diye
silahsız olanı zincirlere vurmadım ben,
eldivenli ellerimle pusuda
beklemedim ben düşmanımı alanda:
yalnızca köklerimle büyüdüm ben,
ve toprakla,
direğimin büyümesine izin vermişti,
saklanmış solucanları ifşa etmişti toprak.
Pazartesi ısırmaya geldi beni,
ve bazı yapraklar verdi bana.
Salı küçümsemeye gelmişti beni,
ve ben uyumaya devam etmiştim.
Sonrasında Çarşamba kızgın dişleriyle geldi.
Kökler oluştursun diye gitmesine izin verdim,
ve dikenli ve kepekli
zehirli siyah bir mızrakla geldiğinde Perşembe,
bekliyordum onu şiirimin ortasında
ve bir üzüm salkımıyla yardım onu dolunay altında.
Gel haydi ve bu kılıçta parçalan!
Gel haydi ve uzmanlık alanımda parçalan!
Gel haydi sarı ordularınla
ya da kükürt kokan hevenklerinle!
Gölgeleri tüketeceksiniz ve çanların kanı
şarkımın yedi kumulu altında.
Pablo Neruda
"Canto General"dan "Yo Soy"
"Canto General"dan "Yo Soy"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder