İnce bir oktu Lautaro.
Esnek ve maviydi babamız.
İlk gençliği sessizlikti yalnızca.
Çocukluk yılları eylemdi.
Gençliği hedefi belirli bir rüzgârdı.
Hazırladı kendini uzun menzilli bir mızrak gibi.
Alıştırdı ayaklarını çağlayanlara.
Dikenler arasında geliştirdi ruhunu.
Yarıştı Guana-ineğiyle.
Hayvanların kış-uykusunda yaşadı.
İzledi kartalların öğünlerini.
Büktü kayaları sırlarından.
Ateşin çimen-yaprağını yaşattı.
Soğuk ilkbaharla beslendi.
Yakıldı cehennemsi uçurumlarda.
Zalim kuşlar arasında avcıydı.
Utkularla renklendi elleri.
Okudu gecenin saldırısında.
Karşı durdu çökerten kükürde.
Beklenmedik ışık, hız oldu.
Sonbaharın duraklayışını öğrendi.
Çalıştı görünmez hayvan-inlerinde.
Sonsuz kar'ın çarşaflarında uyudu.
Okların yolunu düzeltti.
Av-eti kanını içti yollarda.
Ele geçirdi dalgalardan defineyi.
Tehdit yaptı kendini kasvetli bir tanrı gibi.
Yedi her bir halk-mutfağından.
Öğrendi şimşeğin alfabesini.
Tarttı saçılmış külü.
Kara deriler sardı yüreğini.
Farketti dumanın spiral ipliğini.
Kendisini inşa etti suskun liflerden.
Zeytinin yüreği gibi yağladı kendini.
Katı ve şeffâf kristal oldu.
Fırtına rüzgârı gibi sınadı kendini.
Savaştı kan susana dek.
Böylece halkına yaraşır olabildi.
Esnek ve maviydi babamız.
İlk gençliği sessizlikti yalnızca.
Çocukluk yılları eylemdi.
Gençliği hedefi belirli bir rüzgârdı.
Hazırladı kendini uzun menzilli bir mızrak gibi.
Alıştırdı ayaklarını çağlayanlara.
Dikenler arasında geliştirdi ruhunu.
Yarıştı Guana-ineğiyle.
Hayvanların kış-uykusunda yaşadı.
İzledi kartalların öğünlerini.
Büktü kayaları sırlarından.
Ateşin çimen-yaprağını yaşattı.
Soğuk ilkbaharla beslendi.
Yakıldı cehennemsi uçurumlarda.
Zalim kuşlar arasında avcıydı.
Utkularla renklendi elleri.
Okudu gecenin saldırısında.
Karşı durdu çökerten kükürde.
Beklenmedik ışık, hız oldu.
Sonbaharın duraklayışını öğrendi.
Çalıştı görünmez hayvan-inlerinde.
Sonsuz kar'ın çarşaflarında uyudu.
Okların yolunu düzeltti.
Av-eti kanını içti yollarda.
Ele geçirdi dalgalardan defineyi.
Tehdit yaptı kendini kasvetli bir tanrı gibi.
Yedi her bir halk-mutfağından.
Öğrendi şimşeğin alfabesini.
Tarttı saçılmış külü.
Kara deriler sardı yüreğini.
Farketti dumanın spiral ipliğini.
Kendisini inşa etti suskun liflerden.
Zeytinin yüreği gibi yağladı kendini.
Katı ve şeffâf kristal oldu.
Fırtına rüzgârı gibi sınadı kendini.
Savaştı kan susana dek.
Böylece halkına yaraşır olabildi.
Pablo Neruda
"Los libertadores"den - "Canto General"
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder