Sayfalar

20 Kasım 2013 Çarşamba

Doğunun Sonsözü

bir gece çölemerik üzerinde
bakır bir bilezik gibi hilali
gördü
ezik çiğdemleriyle elazığ
acı dağlarıyla ergani
dersim, pülümür, horasan
ibrahim talu'nun oğlunu gördüler
ve bir keçe kilimi andıran elleriyle
göğü bir beşik gibi sallayan
fatma'yı, zeynel'in ayali

kimse bizim sevdamızı anlatamadı
ne memu zin hikâyesi
ne de ahmede hâni
yaylalar kelepçeydi asi fırat'a
en büyük mahpushane dağlardı
ve dicle, fırat'ın helali
çoktandır akşam denen sanata
alışmış olmanın acısı
kavuşmuş olmanın hayali
ile akardı
köpüğünü kanata kanata

bir gece diyarıbekir'den hozat'a
ayın kızıl bir karpuz gibi
çatladığını gördü
bir heybenin morardığını
ve ölümün bir zerdali 
ağacı olup köpürdüğünü
nazif ergin, müfettiş-i umumi
muğlalı paşa
ve vali

işte doğunun dünü, bugünü
yaşamış olmanın tuzu, ekmeği
ve yarını, acının düğünü
gibi duyursun bizlere
açmış bir yufka gibi umudu
türküleri yeniden yoğursun
közlesin ağıdı, melâli


Hilmi Yavuz

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder