XXIX
Bir çiçekler devrimi mi?
Evet.
Ama örtmek için değil sadece
çiçek tozlarını yaslı Afrika'mızın
karanfilden bayraklarla.
Dişilikleri yemiş tadıyla yüklü
çiçekler gerek bize.
Evet.
Ama örtmek için değil sadece
çiçek tozlarını yaslı Afrika'mızın
karanfilden bayraklarla.
Dişilikleri yemiş tadıyla yüklü
çiçekler gerek bize.
XXX
Kızıl kuşlar düştü ansızın
her gece öldürülen aydan,
ağaç kütüklerine kondular
bir mızrağın
erkekçe sivriliğiyle.
Gördük.
ateş örüyorlardı gagalarıyla,
kanat çırpıyorlardı,
yıldızların kanıyla alev alev.
ve direklerde
sallanıyordu
kanatları...
Bayraklar.
her gece öldürülen aydan,
ağaç kütüklerine kondular
bir mızrağın
erkekçe sivriliğiyle.
Gördük.
ateş örüyorlardı gagalarıyla,
kanat çırpıyorlardı,
yıldızların kanıyla alev alev.
ve direklerde
sallanıyordu
kanatları...
Bayraklar.
XXXIII (o yıpranmış çocukluk simgesiyle bitireceğim. Evimin karşısındaki bahçede bilye oynayan çocuk. Söyle. Şair, gerçek Devrimi'nin yitik sevincini söyle!)
Bahçenin köşesinde,
kör gözlerle çevrelenmiş bu bulutlu günde.
yeri kazmaya başladı çocuk,
ansızın durdu, eli yanmıştı.
eli yanmıştı duru güneşin lekeleriyle.
parmak derilerinin
tatlı umudunu
geride bırakarak ölen
o tanrıların gömdüğü güneşin lekeleriyle.
Yansın,
elin,
bileğin,
kolun.
Duru Ateş'in alevi.
bir gün o alevle kuracaksın bir başka dünyayı.
gölgelerde bir başka beyazlık belirecek.
katillerin gölgelerinde bile.
Haklı bir dünya.
fabrikalar dünyası,
ağaçlar yaprak değil,
rüzgarını taşıyacak kadın saçlarının.
Her taşta, her yemişte, her gölde, her çiçekte,
her yanardağda.
tam ortasında gezegenin
çiçek tozlarıyla yüklü yüreğinin vuruşunu duyacak herkes
- yanık ellerin çocuğu.
kör gözlerle çevrelenmiş bu bulutlu günde.
yeri kazmaya başladı çocuk,
ansızın durdu, eli yanmıştı.
eli yanmıştı duru güneşin lekeleriyle.
parmak derilerinin
tatlı umudunu
geride bırakarak ölen
o tanrıların gömdüğü güneşin lekeleriyle.
Yansın,
elin,
bileğin,
kolun.
Duru Ateş'in alevi.
bir gün o alevle kuracaksın bir başka dünyayı.
gölgelerde bir başka beyazlık belirecek.
katillerin gölgelerinde bile.
Haklı bir dünya.
fabrikalar dünyası,
ağaçlar yaprak değil,
rüzgarını taşıyacak kadın saçlarının.
Her taşta, her yemişte, her gölde, her çiçekte,
her yanardağda.
tam ortasında gezegenin
çiçek tozlarıyla yüklü yüreğinin vuruşunu duyacak herkes
- yanık ellerin çocuğu.
Jose Gomes Ferreira
Çeviren: Ülkü Tamer
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder