Sayfalar

3 Aralık 2013 Salı

Minerallere Doğru

Sonra tuzdan ve altından
o yüksek taşa
tırmandım, metallerin
gömülmüş cumhuriyetine:
bir taşın diğerine
kara bir balçıkla yapıştığı
yumuşak duvarlar vardı.

Taşla taşın arasındaki bir öpüş
o koruyan yollarda,
topraktan bir öpüş ve toprak
arasında o büyük kırmızı üzümlerin,
ve dizi dizi
takma dişleri toprağın,
saf öz maddeden yapılmış taştan bir çit,
götürüyor ırmak taşlarının
sonsuz öpüşlerini beraberinde
binlerce dudağına yolun.

Tarımdan altına yükselelim.
Burada bulacaksınız büyük çakmak taşlarını.

Elin ağırlığı bir kuş gibi.
İnsan bir kuş, havadan bir öz,
inattan, kaçıştan, ölüm savaşından,
belki pırıltılı bir göz, ama bir savaş.

Ve orada, altının kesişen beşiği
Punitaqui’de, yüz yüze
dehlizin ve kükürdün
suskun işçileriyle, geldi,
Pedro, meşinden barışıyla,
geldi, Ramírez, kapanmış
maden dehlizlerinin dölyatağını
araştıran yanmış elleriyle,
basamaklardaki, altının yeraltı
kireçtaşı vuruşlarında, aşağıdaki kalıplarda
parmak izlerinin alet edevatları kalanlar,
ateşle yoklananlar,
selâm olsun sizlere.


Pablo Neruda
"Evrensel Şarkı"dan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder