Şiir, Sadece: Mızrağın Ucundaki Kelle

5 Aralık 2013 Perşembe

Mızrağın Ucundaki Kelle

Balbao ölüm ve yabanıl toynak getirdin sen
tatlı yurdun uzak köşelerine,
ve ruhun avcı-köpeklerinin
arasındaydı:
kanlı çeneleriyle yakaladı Leoncico
kaçan köleyi,
İspanyol azı-dişlerini bağışladı
titreyen gırtlakta
ve köpeğin pençelerinden
geldi et işkenceye,
ve düştü takıların parakesesine.

Lanet olsun köpeğe ve insana,
hiç değişmemiş yabanıl ormanda
iğrenç ulumaya, demirin
ve haydutun hain adımlarına.
Saldırıya uğramış beşiği bir kirpi gibi
ileriye atılıp koruyamayan
akdiken çalısına,
sivri uçlu tepesine lanet olsun.

Ama yükseldi karanlıkta
kıskançlığın zalim dalı
hançerlerin ayrıcalığı
kana susamış ordu komutanlarının arasında,
ve vardığında evine buldun
yolun karşısında Pedrari'nin
adını bir halat gibi.

Kızılderili-kasapları yargıladılar seni
köpek ulumaları altında.
Şimdi ölüyorken, kavrayabiliyor musun
bu temiz sessizliği, paramparça edilmiş
kudurgun tazılardan?
Şimdi ölüyorken ellerinde barbar
devlet-sahiplerinin,
farkında mısın ki bu güzelim altın koku
mahvetti devleti?

Balbao'nun kellesini kopardıklarında,
geçirdiler bir mızrağın ucuna.
Ölü gözlerinin şimşeği
dağıldı gitti
ve kaydı mızraktan aşağı
kirli bir damla olarak
kayboldu toprakta.


Pablo Neruda
"Los conquistadores"den, "Canto General"

Hiç yorum yok: