Denizi keşfettim. Carahue’den
Cautín ırmağına dek akıyordu halicine
ve buharlı gemilerde başladı,
düşler ve başka bir hayat kapladı beni
bırakarak kirpiklerimde soruları.
Yalnız başıma pruvadaydım,
zayıf bir çocuk ya da bir kuştum,
yalnız bir öğrenci ya da esmer bir balıktım,
mutluluktan uzaktım,
bu küçük kayığın dünyası
bilmezken beni
ve çözerken
akordeonların yivlerini,
suyun ve yazın yolcuları
yemek yerdi ve şarkı söylerdi.
Pruvadaydım ben,
öyle küçüktüm,
handiyse insan denilmezdi bana,
yitmiştim,
anısız ve sessizdim,
şarkısız ve neşesizdim,
dağların arasından geçen
suyun devinimlerine kaptırmıştım:
benim için yalnızdı bu yalnızlıklar,
bu saf yol yalnızdı,
evren yalnızdı benim için.
Irmaklardaki esrimeler,
kıyılardaki fundalıklar ve rayihalar,
birden beliren kayalar, yanmış ağaçlar,
ve o yalnız, her şeyi kaplayan toprak.
Bu ırmakların oğlu olarak
korudum dünyada
yolculuk etmeyi
aynı ırmak kıyılarından
aynı dalga köpüklerine
ve düşerken deniz
yaralı bir kule gibi
ve doğrulurken yeniden dalgalanan öfkede
kopardım kendimi köklerden,
genişledi ülkem,
çatırdadı ağacın birliği:
ormanların hapishanesi açtı
dalgaların yıldırımla doldurduğu
yeşil bir kapıyı
ve denizin bir vuruşuyla
yayıldı hayatım dünyaya doğru.
Pablo Neruda
"Memorial de la Isla Negra"dan
1964
Cautín ırmağına dek akıyordu halicine
ve buharlı gemilerde başladı,
düşler ve başka bir hayat kapladı beni
bırakarak kirpiklerimde soruları.
Yalnız başıma pruvadaydım,
zayıf bir çocuk ya da bir kuştum,
yalnız bir öğrenci ya da esmer bir balıktım,
mutluluktan uzaktım,
bu küçük kayığın dünyası
bilmezken beni
ve çözerken
akordeonların yivlerini,
suyun ve yazın yolcuları
yemek yerdi ve şarkı söylerdi.
Pruvadaydım ben,
öyle küçüktüm,
handiyse insan denilmezdi bana,
yitmiştim,
anısız ve sessizdim,
şarkısız ve neşesizdim,
dağların arasından geçen
suyun devinimlerine kaptırmıştım:
benim için yalnızdı bu yalnızlıklar,
bu saf yol yalnızdı,
evren yalnızdı benim için.
Irmaklardaki esrimeler,
kıyılardaki fundalıklar ve rayihalar,
birden beliren kayalar, yanmış ağaçlar,
ve o yalnız, her şeyi kaplayan toprak.
Bu ırmakların oğlu olarak
korudum dünyada
yolculuk etmeyi
aynı ırmak kıyılarından
aynı dalga köpüklerine
ve düşerken deniz
yaralı bir kule gibi
ve doğrulurken yeniden dalgalanan öfkede
kopardım kendimi köklerden,
genişledi ülkem,
çatırdadı ağacın birliği:
ormanların hapishanesi açtı
dalgaların yıldırımla doldurduğu
yeşil bir kapıyı
ve denizin bir vuruşuyla
yayıldı hayatım dünyaya doğru.
Pablo Neruda
"Memorial de la Isla Negra"dan
1964
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder