Şiir, Sadece: Kuş Sapanı

11 Ocak 2014 Cumartesi

Kuş Sapanı

Sevişme, galiba sevişme, güvensiz,
belirsiz:
ağzımda hanımelinin okşayışı,
yalnızlığıma karşı kara bir ateş gibi vuran
bir kaç örgü,
ve bunun yanı sıra: gecesel ırmak, gökyüzünün işareti,
uçucu, yağmur yüklü bahar,
yapyalnız, yolunu kaybetmiş alın, gecede
kendi zalim lalelerini vuran arzu.
Kendimi yok ederek soydum gök işaretlerini,
duyarlılığım sivrildi yıldızlara karşı,
lif lif bağladım ben bu buz soğuğu dokuyu
kapısız hava sarayında,
ah, yaseminlerinin boşuna saklamaya çalıştığı berraklığıyla
yıldızlı şefkat,
ah, sevişme gününde uzak çayırlarda
bir hıçkırık gibi açılan bulutlar,
çıplak yalnızlık bir buluta zincirli,
tapınılan bir yaraya, doymayan bir aya.
Beni adımla çağır, dedim galiba gül ağaçlarına:
o yalnız, o koyu lezzetin gölgesi
ve dünyanın her bir titreyişin ulaştı hemen adımlarıma,
o gizli köşe bekliyordu beni,
o biricik ağacın yüksek heykeli bozkırda:
dört yol ağzında dokundu her şey benim duyarsızlığıma
ve serpti adımı bütün baharın üzerine.
Ve o zaman, sen tatlı yüz, yaktın zambağı,
benim düşlerimde uyumayan sen, sen inatçı
madalya, bir gölgenin takip ettiği, isimsiz
sevgili, yalnızca çiçek tozlarının dokusundan oluşmuş,
kirli yıldızların üzerindeki alazlı rüzgârlardan oluşmuş:
ah sevişme, kendisini yutan bakımlı bahçe,
sende oluştu düşlerim ve yükseldi
karanlık ekmeğin ekşi mayası gibi.


Pablo Neruda
"Yo soy", "Canto General"den

Hiç yorum yok: