Yurtsever olduklarını söylediler.
Kulüplerde nişanlar verdiler birbirlerine
ve tarihlerini yazdılar.
Parlamento dolup taştı
Şatafattan, o günden beri
bölüştürüyorlar toprağı, yasayı,
en güzel caddeleri, havayı,
üniversiteleri ve ayakkapları.
Onların alışılmadık girişimleri
acımasız aldatılarla süslü yöntemleriyle
kurulmuş bir Devlet oldu.
Konuşup durdular bunu her zaman
eğlencelerde ve resmi ziyafetlerde,
önceleri tarım bölgelerinde
subaylar ve avukatlarla.
Ve en sonunda getirdiler Kongre'ye
en yüce Yasa'yı, ünlü,
saygın, dokunulmaz,
Güçlülerin Yasası'nı.
Kabul edildi böylece yasa.
Tıklım tıklım ziyafet sofrası zenginlere.
Yoksullara çöpleri.
Zenginlere para.
Yoksullara iş.
Zenginlere büyük evler.
Yoksullara sefil baraka.
Ayrıcalık büyük hırsıza.
Hapis bir ekmek çalana.
Paris, Paris şövalyelere.
Madene, çöllere yoksul olan.
Senyor Rodriguez de la Crota
konuştu Senato'da bal gibi tatlı
ve lezzetli sesiyle:
"Bu yasa en sonunda gerçekleştiriyor
zorunlu hiyerarşiyi
ve her şeyden önce Hristiyanlığın
bütün ilkelerini.
Bu yasa, su kadar gerekliydi.
Yalnızca cehennemden geldiği bilinen
komünistler karşı çıkarlar, bilge ve katı olan
bu Eşitsizliğin yasa kitabına.
Fakat alt-insana özgü
bu Asya muhalefetini ezmek
çok basit: hepsini hapse atmak yeter.
Toplama kampları var,
böylece yalnız biz kalacağız geriye,
biz harika şövalyeler
ve Radikal Parti'nin
sevimli uşakları."
Bir alkış koptu
aristokratların sırasından:
ne konuşma yeteneği, ne kadar da ruh dolu,
ne büyük düşünür, ne ruhsal ışık!
Ve herkes fırladı dışarı
doldurmak için ceplerini iş yerlerinde,
biri sütü tekelleştirdi,
öbürü çelik tellerle yolsuzluk yaptı,
başka biri şekerle,
ve hepsi yüksek sesle yurtsever dedi
kendi kendilerine, yurtseverlikte de
tekelleşerek, ve en güçlünün Yasa'sına sığınarak.
Pablo Neruda
La arena traicionada
İhanete Uğramış Kum
Canto General
Kulüplerde nişanlar verdiler birbirlerine
ve tarihlerini yazdılar.
Parlamento dolup taştı
Şatafattan, o günden beri
bölüştürüyorlar toprağı, yasayı,
en güzel caddeleri, havayı,
üniversiteleri ve ayakkapları.
Onların alışılmadık girişimleri
acımasız aldatılarla süslü yöntemleriyle
kurulmuş bir Devlet oldu.
Konuşup durdular bunu her zaman
eğlencelerde ve resmi ziyafetlerde,
önceleri tarım bölgelerinde
subaylar ve avukatlarla.
Ve en sonunda getirdiler Kongre'ye
en yüce Yasa'yı, ünlü,
saygın, dokunulmaz,
Güçlülerin Yasası'nı.
Kabul edildi böylece yasa.
Tıklım tıklım ziyafet sofrası zenginlere.
Yoksullara çöpleri.
Zenginlere para.
Yoksullara iş.
Zenginlere büyük evler.
Yoksullara sefil baraka.
Ayrıcalık büyük hırsıza.
Hapis bir ekmek çalana.
Paris, Paris şövalyelere.
Madene, çöllere yoksul olan.
Senyor Rodriguez de la Crota
konuştu Senato'da bal gibi tatlı
ve lezzetli sesiyle:
"Bu yasa en sonunda gerçekleştiriyor
zorunlu hiyerarşiyi
ve her şeyden önce Hristiyanlığın
bütün ilkelerini.
Bu yasa, su kadar gerekliydi.
Yalnızca cehennemden geldiği bilinen
komünistler karşı çıkarlar, bilge ve katı olan
bu Eşitsizliğin yasa kitabına.
Fakat alt-insana özgü
bu Asya muhalefetini ezmek
çok basit: hepsini hapse atmak yeter.
Toplama kampları var,
böylece yalnız biz kalacağız geriye,
biz harika şövalyeler
ve Radikal Parti'nin
sevimli uşakları."
Bir alkış koptu
aristokratların sırasından:
ne konuşma yeteneği, ne kadar da ruh dolu,
ne büyük düşünür, ne ruhsal ışık!
Ve herkes fırladı dışarı
doldurmak için ceplerini iş yerlerinde,
biri sütü tekelleştirdi,
öbürü çelik tellerle yolsuzluk yaptı,
başka biri şekerle,
ve hepsi yüksek sesle yurtsever dedi
kendi kendilerine, yurtseverlikte de
tekelleşerek, ve en güçlünün Yasa'sına sığınarak.
Pablo Neruda
La arena traicionada
İhanete Uğramış Kum
Canto General
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder