Sayfalar

27 Mart 2014 Perşembe

Siz İnancımsınız Benim

Sabahleyin tramvayda
dokunup dururuz ya birbirimize
dirseğimizle, sırtımızla,
akşamleyin keyifle kadeh tokuştururuz ya birahanede,
ve sabah
ve öğlen yemeğinde,
ve cumartesi,
ve pazar,
en olmayacak cinsinden fıkralar anlatırız ya,
zaman öldürmek için
çocuk yaparız ya,
geçsin diye pazar günleri,
ve yerleştiririz ya dudaklarımıza sigarayı
koz çektiğimizde,
ve bir torna kalemi gibi
iz bıraktığında basan
ve yanıbaşımızdaysa kaygı,
ve hiç kimse son veremiyorsa ona,
sağlamıyorsa düzeni,
ve güneş alev alev tutuştuğunda,
kar yağdığında,
öfkeyle dolduğunda yürek:
her zaman,
her gün,
her saat,
her dakika
iğneli olsun, okşayıcı ya da
sizin üstünüzedir söylediklerim,
proletarya üstüne.
Sizler, nasipsizler!
bir mezara yatmak için doğan,
sizler, kadınların ihanet ettikleri,
ya da kısraklar gibi boyun eğerek-
sevdikleri, gücünüz yettiği sürece!
Yüksek fırında demir gibi
öylesine kaynaşmak istiyorum ki sizinle,
ayrılsın moleküllerim
curuftan;
döküleyim biçimlerine
kolay unutuşların,
görevin ve sevincin,
ve emeğin;
kaynaşma susuzluğundayım sizinle
sonsuzca!

Yoksullar!
Kaldırımdan bir taş söker gibi
koparıyorum kendimden
bu şiiri!
felaket, uyuz bir it gibi
her an ardınızda!
Sözlerim ulaşır mı size!
sonsuz öksüzlere?
Sizler, uzamış sakallarıyla,
sevincin kıyısında toplaşanlar,
kapı önlerinde
toplaşır gibi...
Şairlerin yaşamı
şaşmaz bir süreklilikle
son bulur bir kurşunla,
yalnızlıkla
ya da tekerlekleri altında bir trenin.
Fakat hepsi de bir gün
gelecektir kapınıza,
açlıktan ya da susuzluktan bitkin.

Her zaman ölçüm olacaksınız benim,
sizler hiç de ideallerden gelmeyen başlarının dönmesi;
koparmayın afiş tahtasından
şiirimin,
hayallerinizi ve düşlerinizi.


Mihaly Ladany
Çeviren: Ataol Behramoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder