Veracruz’da hastayken, Güney’de bir gün
anımsadım, ülkemde, gökyüzünün suyunda
hızlı bir balık gibi gümüşten bir günü,
Loncohe, Lonquimay, Carahue, serpiştirilmişler
yukarıdan, sessizlik ve köklerle çevrilmişler,
oturuyorlar meşinden ve tahtadan tahtlarında.
Güney bir attır delgiyle batırılmış,
yavaş ağaçlarla ve çiyle taçlanmış,
kaldırdığında yeşil dudaklarını düşer damlalar,
kuyruğunun gölgesi ıslatır o büyük adalar denizini
ve büyür içinde o saygın kömür.
Söyle bana, sen gölge, söyle bana, elim,
ve söyle bana sen ayağım, kapı, kemik ve mücadele,
asla rahatsız etmeyecek misiniz ormanı, yolu, başağı,
sisi, soğuğu, senin her bir adımını kararlaştıran
o mavi şey, tüketilen sürekli?
Gökyüzü, bırak bir gün dolanayım yıldızdan yıldıza,
tepinen ışık ve barut, döken kanımı benim,
ta yağmurun meskenine ulaşana değin!
Dolanmak istiyorum
ağacın ardından ırmakla birlikte
Toltén, mis kokulu, gelmek istiyorum bıçkıhanelerden,
elektrik fındıktan gelen ışığın götürmesini istiyorum beni,
ineklerin dışkılarının yakınlarında yaymasını istiyorum beni,
ölmek ve yeniden doğmak, çiğneyerek yeryüzünün buğdayını.
Okyanus, getir bana
Güney’den bir günü, senin dalgalarına yapışmış bir günü,
ıslak ağaçtan bir günü, getir
kutup mavisi bir rüzgârı soğuk bayrağıma!
Pablo Neruda
Evrensel Şarkı'dan
1941
anımsadım, ülkemde, gökyüzünün suyunda
hızlı bir balık gibi gümüşten bir günü,
Loncohe, Lonquimay, Carahue, serpiştirilmişler
yukarıdan, sessizlik ve köklerle çevrilmişler,
oturuyorlar meşinden ve tahtadan tahtlarında.
Güney bir attır delgiyle batırılmış,
yavaş ağaçlarla ve çiyle taçlanmış,
kaldırdığında yeşil dudaklarını düşer damlalar,
kuyruğunun gölgesi ıslatır o büyük adalar denizini
ve büyür içinde o saygın kömür.
Söyle bana, sen gölge, söyle bana, elim,
ve söyle bana sen ayağım, kapı, kemik ve mücadele,
asla rahatsız etmeyecek misiniz ormanı, yolu, başağı,
sisi, soğuğu, senin her bir adımını kararlaştıran
o mavi şey, tüketilen sürekli?
Gökyüzü, bırak bir gün dolanayım yıldızdan yıldıza,
tepinen ışık ve barut, döken kanımı benim,
ta yağmurun meskenine ulaşana değin!
Dolanmak istiyorum
ağacın ardından ırmakla birlikte
Toltén, mis kokulu, gelmek istiyorum bıçkıhanelerden,
elektrik fındıktan gelen ışığın götürmesini istiyorum beni,
ineklerin dışkılarının yakınlarında yaymasını istiyorum beni,
ölmek ve yeniden doğmak, çiğneyerek yeryüzünün buğdayını.
Okyanus, getir bana
Güney’den bir günü, senin dalgalarına yapışmış bir günü,
ıslak ağaçtan bir günü, getir
kutup mavisi bir rüzgârı soğuk bayrağıma!
Pablo Neruda
Evrensel Şarkı'dan
1941
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder