Sayfalar

14 Ağustos 2014 Perşembe

Doğum

Doğan birçok kimse
arasında
doğdu biri,
yaşayan birçok kimse arasında
yaşadı,
ve toprağın hikâyesini anlatmadan
anlatılamaz hikâyesi,
asmaların yeşil zülüflerinin dalgalandığı
Şili’nin orta bölgesi toprağında
ışıkla beslenir üzümler,
halkın ayakları altında doğar şarap.

Kışın doğduğum
bu yere
Parral denir.

Ne ev ne de sokak
kaldı şimdi geride:
sıradağlar saldı
atlarını,
derindeki
güç
toparladı kendini,
yerinden hopladı dağ
ve çöktü kasaba
depremle.
Ve balçık duvarlar,
duvarlardaki resimler,
karanlık odalardaki
köhne mobilyalar,
sineklerin kesintiye uğrattığı sessizlik,
her şey dönüştü
toza:
yalnızca bazılarımız korudu
biçimini ve kanını,
yalnızca bazılarımız ve asmalar.

Asmalar sürdürdü yaşamayı,
hasat zamanı
toplanacak
üzümler oldurmayı.
O sağır cenderelere
dökülecek üzümler,
kendi uysal kanlarıyla
boyanmış fıçılara sonra,
ve orada, korkulu toprakla
ürkmüş olarak
hayatta kalır şarap çırılçıplak.

Manzara ya da zaman hakkında
hiç anım yok,
ne de yüzler ya da figürler hakkında:
yalnızca ele gelmez tozu anımsarım,
yazın sonunu
ve mezarlar arasında
uyuyan annemi görmem için
beni götürdükleri mezarlığı.
Ve o zamandan beri hiç görmediğim için
annemin yüzünü,
görmek için çağırdım onu ölülerin arasından,
fakat diğer gömülmüşler gibi
ne bilir ne işitir, yanıt vermez,
orada yalnız durur, oğulsuz,
ruhlar arasında
içine kapanık ve kaçamaklı.
Ve oralıyım ben,
toprağı titreyen Parral’danım ben,
ölmüş annemden
fışkıran
üzüm hevenklerini
barındırır o toprak.


Pablo Neruda
Memorial de la Isla Negra
1964

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder