Sayfalar

14 Ekim 2014 Salı

Dağların Penceresi Valparaiso

Dağların penceresi! Valparaiso,
taşın ve halk çığlıklarının dövdüğü
kalay!
Saklandığım yerden benimle birlikte bak
teknelerle süslenmiş gri limana,
ayın aydınlattığı kımıltısız suya,
demirin yerinden oynatılamaz dayanaklarına.
Başka bir uzak zamanda
denizin imarlıydı senin, Valparaiso,
gururluluğun narin tekneleriyle,
buğday çağıltılı beşdireklerle,
güherçilenin elçileriyle,
gelinlik okyanustan geldiler sana
ve doldurdular ambarlarını.
Denizcil gününün yüce uskunaları,
ticaretin haçlı askeri, okyanus gecesiyle
dolmuş sancaklar,
abanoz ve fildişlerinin yumuşak
ışığıyla yüklü, kahve kokularıyla ve
başka ayların altındaki gecelerle
geldi onlar, Valparaiso, senin tehlikeli barışına
ve bürüdüler seni mis kokuya.
'Potosi' gemisi titredi nitratlarıyla
açıldığında denize, balığa ve ok'a,
mavi kabarcığa, seçilmiş balinaya
dünyadaki başka kara limanlara.
Bütün bu Güney'in gecesi katlanmış
yelkenlerin üstünde, kadırganın ağgözündeki
dik meme uçlarının üstünde,
ulaşır teknenin Hanım'ı üstünden
bu dengelenmiş pruvaların yüzlerine,
bütün Valparaiso gecesinde,
dünyanın Antartik gecesinde, indi düze.


Pablo Neruda
Sığınmacı (El fugitivo)
Canto General

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder