Sayfalar

13 Kasım 2014 Perşembe

Araukanya Reisi Caupolican

Rauli-ağacının saklı kökünde
büyüdü Caupolican, başsız heykel ve fırtına,
ve halkını sürdüğünde
kâşif silâhlarına doğru,
çekip gitti ağaç,
çekip gitti anayurdun katı ağacı.
Bu yeşil sis arasında
gördü yaprakların kımıldadığını kâşifler,
güçlü dallar ve giyiti
sayısız yaprağın ve tehditin,
gördüler bu topraksı aşiretin halk'a dönüştüğünü,
gördüler köklerin toprağı terk edişini.

Biliyorlardı zamanın vurduğunu
hayatın ve ölümün saatinde.

Onunla birlikte geldi yeni ağaçlar.

Bütün soyu kızıl dalların,
yabanıl bütün acıların örgüleri,
ağaçtaki nefretin bütün budakları.
Caupolican sarmaşıktan maskesini düşsün diye bırakır
yolunu şaşırmış kâşiflerin gözleri önünde:
yok burada hiç boyalı kral tüyü,
yok burada hiç kokulu bitki taçları,
yok burada hiç parıltılı kolyeleriyle papazlar,
burada ne eldivenler
ne de altınla kaplanmış prensler var:
bu ormanın yüzüdür,
paramparça edilmiş akasyalardan bir maske,
yağmurla saklanmış bir beden,
sarmaşık bitkileri üzerinde büyümüş bir kafa.

Bakış Caupolican'ın,
dağla kaplı evrenin batan bakışı,
dünyanın amansız gözleri,
ve titan'ın yanakları asılan duvarlarıdır
şimşeğin ve kök'ün.


Pablo Neruda
Los libertadores
Canto General

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder