I.
Porselen renkleriyle yatırın beni,
Çünkü bana göre habistir ayna.
Çünkü bana göre habistir ayna.
II.
Dolanır rüzgâr buğday üstünde
Gümüşsü bir çarpışla,
İnce bir metal savaşı.
Bilirim altın levhayı,
Gördüm üstümde eridiğini.
Bilirim taş ışıltılı yeri,
Berrak renklerin dehlizini.
Gümüşsü bir çarpışla,
İnce bir metal savaşı.
Bilirim altın levhayı,
Gördüm üstümde eridiğini.
Bilirim taş ışıltılı yeri,
Berrak renklerin dehlizini.
III.
Ey ayna, ey kurnaz habis, ey renklerin kargaşası!
Ey bağlı ve eğilmiş ışık, ey mahpusun ruhu,
Niçin uyarıldım ben? Niçin gönderildim uzaklara?
Niçin garip bir güvensizlikle doludur parıltın?
Ey hünerli ve kurnaz ayna, ey tozlu altın!
Ey kehribar iplikçikler, ey iki yüzlü renk kamaşması!
Ey bağlı ve eğilmiş ışık, ey mahpusun ruhu,
Niçin uyarıldım ben? Niçin gönderildim uzaklara?
Niçin garip bir güvensizlikle doludur parıltın?
Ey hünerli ve kurnaz ayna, ey tozlu altın!
Ey kehribar iplikçikler, ey iki yüzlü renk kamaşması!
Ezra Pound
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder