Sayfalar

19 Temmuz 2014 Cumartesi

Dünyanın Adı Juan VII

Antonino Bernales
(Balıkçı, Kolombiya) 



Kırmızı kuşun ötmesi ve eskilerin
sesi, kara rüzgarların vınlayışı, enginlerin
dalgalanan suyu boyaması,
akması gibi ayın Magdalena ırmağı üzerinde
yavaşca yeşil yaprakların gezegeni üzerinde.
Her şey ırmaktır, bütün hayat ırmaktır,
ve Antonino Bernales ırmaktır.
Balıkçıdır, marangozdur, kürekçidir, ağı onaracak
iğnedir, çividir keresteye,
çekiç ve türkü, her şey Antonino'ydu,
ağır ay gibi götürürken beraberinde
ırmağın hayatından bir defineyi Magdalena ırmağı.
Bogota'nın tepelerinde, alazlar, ateşsiz,
kan, bildiriliyor, belli değil daha,
Gaitan'ın öldüğü. Yapraklar arasında
azıyor Laureano'nun kahkahaları bir çakal gibi
alazlanan ateş, halkın arasında
bir titreyiş kayıyor humma sayıklaması gibi
üzerinden Magdalena'nın.
Antonino suçlu olandı.
Kımıldamadı küçük kulübesinde.
Uyuyarak geçirdi bu günleri.
Ne ki verdi avukatlar hükmünü.
Enrique Santos kan istiyordu çünkü.
Hepsi çullandılar üstüne diplomat giysileriyle.
Düştü Antonino Bernales,
intikam ateşiyle öldürüldü,
düştü akıntıya açılmış kollarıyla,
evine döndü ırmağına, ana suyuna.
Magdelena alıp götürüyor bedenini denize
ve denizden başka ırmaklara, başka sulara,
başka denizlere ve küçük ırmaklara,
dünyayı dolanarak böylece.
Ve yeniden
giriyor Magdalena'ya, sevdiği kıyılara
açıyor kırmızı sulardan yapılı kollarını,
kayıyor gölgeler arasından, yoğun ışıkta,
ve izliyor yeniden sudan yolunu.
Antonino Bernales, kimse
izleyemez seni ırmak yatağında, ne ki düşünüyorum seni
ve duyuyorum adının bilimi sürüklediğini, böyle bir ad
ölmez hiç ve kucaklar dünyayı,
bir benzeri daha yok adlar içinde: halk.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

Dünyanın Adı Juan X

Eufrosino Ramirez
(Casa Verde, Chuquicamata) 



Tutmak zorundaydık kızgın bakır levhaları
ellerimizle ve kaldırmalıydık onları
taşınacak yere. Neredeyse ateş saçıyordu levhalar,
bütün bir dünya gibi ağırdı, yorgun argın sürükledik
mağmadan levhaları, ara sıra
düştü içlerinden biri ve parçaladı birinin ayağını,
birinin elini ve bıraktı geriye yalnızca bu kanlı parçayı.
Gringolar geldi ve dedi ki: 'Götürün onları buradan
hemen ve evine gitmelerini sağlayın'
Büyük bir zahmetle tamamladık işi
gitmek için evimize bir an önce.
Ama yeniden geldi gringolar:
"Şimdi daha az çalışıyorsunuz, anlayacağınız daha az ücret alacaksınız."
O zaman Casa Verde'de grev başladı, on haftalık
iş bırakma eylemi, ve tekrar iş başı yaptığımızda
nerede senin çalışma gereçlerin diye sorup
attılar beni sokağa. Bakın bu ellere,
bakırdan oluşmuş şu saf yumruya,
kulak verin yüreğime, sanki
çatlayacak değil mi? Bakır eziyor yüreğimi,
bir yerden başka bir yere gidecek halde değilim,
açlık, hiç bir zaman bulamayacağım halde iş arıyorum:
görünüşe göre belim bükülmüş halde gidiyorum,
sürükleyerek beni öldüren görünmez bakır levhaları.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

18 Temmuz 2014 Cuma

Dünyanın Adı Juan XI

Juan Figueroa
(İyot Madeni 'Maria Elena'dan, Antofagasta) 



Siz Neruda mısınız? Buyrun içeri, yoldaşım.
Evet, benden başka kimse kalmadı hayatta
bu iyot madeninde. Ben dayanıyorum daha.
Bozkır toprağı beklediğinden beni, daha fazla
yaşamayacağımı çok iyi biliyorum. Çünkü
her gün dört saat bu iyot madenindeyim.
Akıyor iyot bazı borulardan, ve fırlıyor dışarı
mavi renkli bir lastik gibi. Taşıyoruz onu içeri
kova kova, kundaklıyoruz onu
küçük bir bebekmişcesine. Bu arada
kemiriyor asit bizi, delik deşik ediyor,
gözlerimizden ve ağzımızdan geçiyor,
derimizden, tırnaklarımızdan.
Bu iyot madenini insan şarkı söyleyerek
terk etmez, yoldaş.
Ve papuçsuz çocuklarımız için
biraz daha fazla ücret istediğimizde,
"Moskova'dan yönetiyorlar sizleri" diyorlar bize, yoldaşım,
ve sıkıyönetim ilan ediyorlar ve kafese tıkıyorlar bizi,
sanki bizler vahşi hayvanlarız. Ve eziyet ediyorlar bize,
işte böyledir onlar, yoldaşım, bu orospu çocukları!
Bakın bana, ben en sonuncusuyum:
hani Sanchez, hani Rodriguez?
Polvillo kentinde çürüyüp gittiler tozun altında.
En sonunda ölüm verdi onlara her zaman istediklerini:
yüzleri şimdi maskelidir iyotun zararlarına karşı.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

17 Temmuz 2014 Perşembe

Dünyanın Adı Juan XII

Huerta Usta
('La Despreciada' Madeni'nden, Antofagasta kenti) 



Kuzey'e giderseniz eğer, bayım,
'La Despreciada' madenine uğrayın
ve Huerta Usta'yı sorun.
Çok uzaktan görünmez hiçbir şey
kül renkli kum tarlalarından başka.
Sonra gözleriniz takılır binalara,
halata, taş yığınlarına.
Bitkinlik ve acılar
görünmez orada, toprak altında
daha bir semirirler çünkü kırarken insan varlıklarını,
ya da dinlenirler orada, yayılarak,
dönüşürken sessizliğe.
Maden filizini kazırdı Huerta Usta.
Bir doksanbeş boyundaydı.
Maden damarı saklar kendini derine
maden filizini meyilli duvarlardan bulup çıkarana
picano da derler,
beşyüz metre derinde,
kalçaya kadar su içindeyken,
vurur da vurur kazmayı picanolar.
Cehennemini her bir kırksekiz saatte
terkedebilir ancak,
kayadaki, karanlıktaki
ve çamurdaki bor madeni iliği açtığında
aktığında damardan hızla.
Huerta Usta, en büyük picano,
sanılırdı ki doldururdu maden ocağını
omuzlarıyla. Şarkı söyleyerek
inerdi madene bir kaptan gibi.
Dehşetle çıkardı madenden, sapsarı,
ezik büzük, kupkuru, ve gözleri
bakardı ölü bir adamın gözleri gibi.
Sonra sürüklerdi kendi kendini bir uçtan bir uca.
Aşağıda maden ocağında daha fazla tırmanamıyordu.
Antimon yiyip tüketmişti barsaklarını.
O denli zayıflamıştı ki, korkadınız.
Yürüyemiyordu artık.
Bacaklarına batırmışlardı sanki
sipsivri iğneleri, ve çok uzun boylu
olduğundan, açlıktan arta kalmış
bir hayalete benziyordu,
dilenmeden dilenci olmuş gibiydi, anlayacağınız.
Daha otuzunu bile tamamlamamıştı.
Sorun nerede gömüldüğünü.
Kimseler söyleyemez size,
çünkü kum ve rüzgar deviriyor mezar taşlarını
ve sürüklüyor sonra da öteye.
Orada, 'La Despreciada'da
köle gibi çalışmıştı Huerta Usta.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

16 Temmuz 2014 Çarşamba

Dünyanın Adı Juan XIII

Amador Cea
(Coronel'den, Şili, 1949)



Tam da babamı tutuklamışlardı ki
oylarımızla seçtiğimiz başkan geçti buradan
ve hepimizin özgür olduğunu söyleyince
yaşlı babamın serbest bırakılmasını istedim.
Alıp götürdüler beni, bütün bir gün patakladılar sonra.
O kışlada kimseyi tanımıyordum. Hatta bilmiyorum
yüzlerini anımsayıp anımsayamadığımı. Polisti bunlar.
Baygın düştüğümde kova kova su döktüler üstüme
ve tekrar başladılar dövmeye acımasızca.
Akşam evlerine gitmeden önce sürüklediler beni
bir banyoya
ve tıktılar kafamı
dışkı dolu bir kovaya. Neredeyse boğulacaktım.
'Haydi git de sana özgürlüğü bir armağan gibi
sunacak Başkan'dan özgürlük iste' dediler.
Unufak olduğunu hissediyorum her yanımın, işte bak
kırdılar kaburga kemiğimi.
Ama içim olduğu gibi, yoldaş.
Öldürmeden ezemezler bizi.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

15 Temmuz 2014 Salı

Dünyanın Adı Juan XIV

Benilda Varela
(Üniversite kenti Conception, Şili, 1949) 



Çocuklarıma yemek yaptım ve dışarı çıktım
Lota'daki kocamı görmek için.
Bildiğiniz gibi polislerin hükmü geçer orada
ve onlardan izin alınmadan giremez kimse oraya.
Yüzüm hoşuna gitmedi onların. Buyruğu üzerine
Gonzales Videla'nın, birilerini içeri almadan önce
çektiler O'nun söylevlerini, sadece
korksun diye halkımız. Ondan sonrası şöyle:
tuttular beni, soydular çırılçıplak ve yere çaldılar.
Baygın düşmüşüm. Kendime geldim toprağın üstünde
yatarken ve kanarken bedenim
nemli bir çarşafın üstünde.
Tanıdım işkencecilerden birini:
Victor Molina'ydı bu haydut.
Daha gözlerimi tam açamadan vurdular tekrar
kauçuk bir copla. Mosmor kesilmiştim kandan
ve kımıldayamadım.
Beş kişiydiler, ve bir bavula vurur gibi
vurdular bana.
Ve bu işkence altı saat sürdü.
Eğer ölmediysem
bu haydutlar yeryüzünden silininceye kadar
savaşmak zorundayız
demek içindir sizlere.
Birleşmiş Milletler'de
O'nun 'özgürlük' konulu konuşmalarının
keşke içyüzünü anlayabilse halk,
kadınları tekmeleyip öldürürken cellatları mahzenlerde
olmazken kimselerin haberi.
Burada bir şey olmadı, diyecekler, ve Don Henrique
Molina konuşacak bize 'ruhun' zaferinden.
Ancak bu böyle sürüp gidemez.
Bir hayalet dolanıyor dünyada, ve dövsünler bakalım
mahzenlerde bizleri.
Suçlarını ödeyecekler teker teker.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General

14 Temmuz 2014 Pazartesi

Dünyanın Adı Juan XV

Calero, Muz bahçesinde İşçi
(Costa Rica, 1940)


Seni tanımıyorum.
Falla'nın yazdığı kitapta okudum hikayeni,
kar tenli dev, örselenmiş, parçalanmış ve evsiz çocuk.

Uçuyor gülüşün bu sayfalardan ve o kasvetli çamurdaki,
yağmurdaki ve terdeki şarkılar muz işçileri arasından.
Yoldaşlarımız için amma da hayat, amma da ölü bir sevinç
bu kahrolası ekmek için amma da emek gömülü,
bu sefil meskenin altında amma da şarkı çatladı,
amma da çok insan armağanını heder etti insan!

Ama dünyayı değiştireceğiz biz. Senin şen gölgen
dolanmayacak artık
çamur gölünden çamur gölüne, çıplak ölüme doğru.
Birleşmiş ellerimizle değiştireceğiz
seni yeşil kubbesiyle örten geceyi.

(Bu ellerle ve diğerleriyle birlikte hızla kuran
ve düşen ölülerin elleri, gömülmüş demir mağmasıyla
And Dağı'nın yüceleri gibi mühürlenmiştir) .

Hayatta kalıp da ışıklı düzenini kursun diye soyun
değiştireceğiz hayatı.


Pablo Neruda
La tierra se llama Juan
Canto General