akşamüstü
bir öküz burnunun ıslak siyahlığı nasıl bileniyor
eylül'de bir akşamüstü
ağaçlar tozlu yapraklarıyla ilk serinliğe yaslanıyorlar
ufacık eşeklerini önüne katmış sabahlara kadar tuz çekiyor
yukarı fırat köylüsü
allahım
sırtlarda yine dumanlı dağ ateşleri
lâcivert bıyıklarına ayran bulaşmış
yıldızların dibinde umutsuz türkülere giren
tütün koyun ve kıl kokulu çobanlar
kesik kulakları ve tebeşir beyazı dişleri
karanlıkta adama dehşet veren
halbuki bakışları insancasına dost
nefes nefes çoban köpekleri
allahım
gece ilerledikçe nasıl artıyor dağların ağırlığı
cimin dağı öteden şu adını aklımda tutamadığım
ova köylerini nasıl eziyorlar
harman yerlerinde gündüzden kalma testiler sızıyor
ağır kamyonlara yüklü
kemah yolunda sonbahar
ve yorgun kavakların bitmez tükenmez arkadaşlığı
arkta sürbehan köyünde sular
gülüşerek karpuzlara uzanıyor
küçük neşeli fakir su
kumlarda dinlenen karpuz
çıplak
çamurlu ayaklarıyla gece suyuna çıkmış köylülerin
karanlıkta sönüp yanan isli fenerleri
uzak uzak
allahım
memleketim
demiş ki mustafa kemal
«… memleket demiş
asrî medenî ve müreffeh olacaktır
behemehal
bu demiş bizim için bir hayat davasıdır.»
923'de demiş
bir öküz burnunun ıslak siyahlığı nasıl bileniyor
eylül'de bir akşamüstü
ağaçlar tozlu yapraklarıyla ilk serinliğe yaslanıyorlar
ufacık eşeklerini önüne katmış sabahlara kadar tuz çekiyor
yukarı fırat köylüsü
allahım
sırtlarda yine dumanlı dağ ateşleri
lâcivert bıyıklarına ayran bulaşmış
yıldızların dibinde umutsuz türkülere giren
tütün koyun ve kıl kokulu çobanlar
kesik kulakları ve tebeşir beyazı dişleri
karanlıkta adama dehşet veren
halbuki bakışları insancasına dost
nefes nefes çoban köpekleri
allahım
gece ilerledikçe nasıl artıyor dağların ağırlığı
cimin dağı öteden şu adını aklımda tutamadığım
ova köylerini nasıl eziyorlar
harman yerlerinde gündüzden kalma testiler sızıyor
ağır kamyonlara yüklü
kemah yolunda sonbahar
ve yorgun kavakların bitmez tükenmez arkadaşlığı
arkta sürbehan köyünde sular
gülüşerek karpuzlara uzanıyor
küçük neşeli fakir su
kumlarda dinlenen karpuz
çıplak
çamurlu ayaklarıyla gece suyuna çıkmış köylülerin
karanlıkta sönüp yanan isli fenerleri
uzak uzak
allahım
memleketim
demiş ki mustafa kemal
«… memleket demiş
asrî medenî ve müreffeh olacaktır
behemehal
bu demiş bizim için bir hayat davasıdır.»
923'de demiş
Attilâ İlhan
Ben Sana Mecburum
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder