Sayfalar

24 Nisan 2015 Cuma

Gurbet

I

Bir kuş tanıyorum ki, baharda,
Salkımlar açan bahçemin üstünde uçar da
Akşamların ürperdiği bir sesle öterdi.

Besbelli, bu iklime yabancı,
Nerden koparak geldiği meçhul,
Endamı uzun, tüyleri parlak, sesi vahşî
Bir kuş.

Akşamla yatan köyde sadâlar durulunca,
Mehtaba yakın, gölgeli bir nokta bulunca,
Hicranla kısılmış, heyecanlarla boğulmuş
Bir sesle öterdi.

Öttükçe uğuldardı sesinde
Âvâre kuşun duyduğu hasret
Bir bilmediğim kıt'ada, bir dağ tepesinde,
Binbir çölün ardında kalan yurduna dâir.

Öttükçe o, hasretle genişlerdi, duyardım,
Korkunç uçurumlar gibi ruhumda derinlik.
Hergün daha bir parça yakından sevişirdik:
Ben şâir, o şâir.

Birgün camı açtım ki, ufuk bir kara perde;
Sahrayı beyazlar bürümüş, yollar uyuşmuş;
Gördüm ki, o gurbet kuşunun gezdiği yerde
Cansız bir avuç tüy yatıyor... Baktım: O kuşmu

II

Ey gözlerinin çevresi mor, benzi tutuşmuş,
Akşamladığım yolları yalnız gezen âfet!
Kaç yıl geçecek, böyle hazîn, böyle habersiz,
Sen Marmara'nın göl gibi durgun bir ucunda
Ben böyle atılmış gibi yurdun bir ucunda,
Sen benden uzak, ben sana hasret?

Sarmış beni gurbet,
Sarmış beni Mecnun diye zincir gibi dağlar;
Bir türbe ki ruhum, gelen ağlar, giden ağlar!

Her şey bana bîgâne bu yerde,
Herkes gibi her şey:
Sessiz dereler, solgun ağaçlar, sarı güller;
Dillenmiş ağızlarla tutuk dilli gönüller...

Hattâ bana insanlara nisbetle yakındır
Bahçemde ölen kuş,
Bahçemde kefensiz gömülen kuş.

Herkes bana bîgâne bu yerde...
Bir yer ki, sevenler, sevilenlerden, eser yok;
Bezminde kadeh kırdığımız sevgililer yok;
Yok... yok!

Karşımda hayâlin, diyorum ki,
Bir fırtınanın kahrına kurban
Kuşlar gibi, derdinle bugün, darmadağındır
Kalbimde güneş, sevgi, emel, neş'e, ne var

Karşımda hayâlin, diyorum ki,
Birgün bu dudaklar beni hasretle anarsa,
— Rabbim, ne dudaklar:
Kül benzinin üstünde birer damla kıvılcım!
Birgün bana ağlarsa bu gözler,
Beyhude değildir, bunu bilsin;
Bilsin ki bugün, bir sen eziyyette değilsin:
Gurbet yayının okları geçmiş de içinden,
Günlerce uzakta,
Yorgun biri uzlet gibi yalnız yaşamakta.
Yorgun biri uzlet denilen kabre gömüldü:
Ölmeden öldü.


Faruk Nafiz Çamlıbel
Han Duvarları
1923

4 yorum: