Sayfalar

29 Mayıs 2015 Cuma

Kahramanların Anısına Şaşılacak Derecede Benzeyen Bir Orman Üzerine

Hiçbir şey kitaplardaki gibi sona ermez hiçbir zaman
Bir ölüm bir mutluluk söylenmiş her şeyden sonra
Şövalye güzel kızı kurtarmaz hiçbir zaman

Ve son öpücükte tragedya başlar yeniden
Kısadır insan nefesi ve azıcık sallanmış olsa
Pazar'la uykuya dalar bakarsın pazartesi olmuş birden

Yaşam bir yulaftır rüzgârsa geçer ordan
Kararlı bir akorda varmadan hiçbir zaman
Üçüncü uyaklar gibi tarihin orda devamından

Artık geride kalan günlerin geri gelmeyen aşkı
Her şey bahanedir elbet garip dedikoducuya
Güzel bir havadan söz etmek için yağmur yağdı mı

Ya da ayrıldıkları vakit sonunda sevgililer
Geçirmek için yüzüğü başkalarının parmağına
Bir an bile durmasın gerçekleşmeyecek düşler

İşaretlerin alfabesini o iletir sadece
Gizli bir cümleyi geleceğe yazdırarak
Kızkuşlarının bilmeden kanat çırpışı gibi gökyüzünde

Sokaktan geçen biri ve onu durduran bir başkası
Alışılmış bir tavırla törelere uyarak
Selâm verir gösterir sigarasını

Ve sonra aldığı ateşle uzaklaşır
Ne haberleri var birbirinden Bir nefes bir kıvılcım
İnsan değişir ama ateş de incelik de hep aynı kalır

Efsaneyle dolu gece benek benek yıldızlar
Ezgiydi söylediği birazdan fısıldayacak size
Füg onu tekrarlar borudan viyolonsele kadar

Ve eski bir ormana benzer doğrusu
Bu basit yeşillikler nakısı
Orda uyur tekboynuz ve saka kuşu

Artık ne bir kıpırtı o eski şenlikleri andıran
Ne cinlerin dans ettiği o ay'lı gölet
Ne de bu gün bir yarar var gazete okumaktan

Orda eser yok artık Fransız gizlerinden
Peri kaçmış galiba bir çeşmenin dibine
Ve çiçek solmuş düşerek korsesinden

Artık yünlü kumaşlar var kadife ayarında
Artık başkaları mest menekşe şarabından
Bizim düşlerimizse karantina altında

Fakat güzel bir geçmiş günümüzde de var
Mezarların ortasında sürer hanımeli
Ve ot akşamleyin ateş böceklerini hatırlar

Belleğim notasız bir şarkı gibidir
Şövalyeleriyle dönen bir atlı karınca
Ve öğüttüğü nakarat Arthur devrinden gelir

Zamanın taçyaprağı düşer çalılıklara
Ordan boynuzlarını birdenbire gösteren
Sezar'ın kolyesiyle süslediği geyik çıkar ortaya

Ermin'dir orda gezen pınarın çağladığı yerde
Durup kulak kabartır fısıltılarına ecelerin
İri gözleriyle heyecan veren devlerin dizi dibinde

Yeşil meşeler anıları büyülü dilberlerin
Broceliande şakrak kuşların ünlü barınağı
Yazın gölgesinden de güzel orman bu sensin

Nerede olduğunu bilmem Arnaud de Mareuil dendiğinde
İnsana yolunu şaşırtan imgesel çalılığın
Ve ışık kızıldır sincabın sıçradığı yerde

Sarışın ve esmer Broceliande kollarımız arasında
Mavi Broceliande ki orda ışır keltçe adın
Ve sihirbazlar abrakadabra'larını çizer orda

Broceliande aç dallarını ve karanlığının
Boz mührünü işte koyun postlarıyla geliyorlar
Dua etmek için sular aksın diye

Her yıl Bellenton çeşmesinde


Louis Aragon
Mutlu Aşk Yoktur

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder