I
Yoksun bıraktılar onu bu bin yüzlü dünyadan,
Eskiden olduğu gibi duran yüzlerden,
Bugün artık uzakta kalan komşu sokaklardan,
Dün derinlikli, bugün çukur bir tas olan mavilikten.
Kitaplardan ona kalan ancak ona sunduklarıdır
Belleğin, öylesi bir unutuştur ki
Akılda kalan biçimdir, anlam değil,
Ancak bir tek başlıklar yansır ona.
Uyumsuzluk pusudadır. Her atılan adım
Düşüş olabilir. Ağır kanlı tutsağıyım
Ben uyku sersemi bir zamanın,
Ne gün doğumu belli ne gün batımı.
Sürgit bir gece. Başkaları yok. Dizelerle
İşleyip yoğurmalıyım yavan evrenimi.
Eskiden olduğu gibi duran yüzlerden,
Bugün artık uzakta kalan komşu sokaklardan,
Dün derinlikli, bugün çukur bir tas olan mavilikten.
Kitaplardan ona kalan ancak ona sunduklarıdır
Belleğin, öylesi bir unutuştur ki
Akılda kalan biçimdir, anlam değil,
Ancak bir tek başlıklar yansır ona.
Uyumsuzluk pusudadır. Her atılan adım
Düşüş olabilir. Ağır kanlı tutsağıyım
Ben uyku sersemi bir zamanın,
Ne gün doğumu belli ne gün batımı.
Sürgit bir gece. Başkaları yok. Dizelerle
İşleyip yoğurmalıyım yavan evrenimi.
II
Doğduğum yıldan beri, ki doksan dokuzdur,
Tepemizde asma çardağından ve aşağıda dipsiz sarnıçtan,
Kaplumbağa hızıyla geçen zaman, bellekte bir an sanki,
Bu dünyanın gözle görünür biçimlerini hep benden kaçırdı.
Günler ve geceler törpüledi durmadan görünüşünü
İnsandan harflerin ve sevgili yüzlerin.
Tükenmiş gözlerim boşuna arandı sorgulayarak
Yararsız kitaplıkları, rahleleri boşuna.
Mavi ve lal artık çöken bir sis üstüme
Ve işe yaramayan iki ses. Baktığım ayna
Duman renkli bir nesne. Bahçede soluyorum içime,
Dostlarım, karanlıkta açan hüzünlü bir gülü.
Şimdi bana kalan yalnız sarı renklerdir
Ve gözlerim yalnız karabasanlar için var.
Tepemizde asma çardağından ve aşağıda dipsiz sarnıçtan,
Kaplumbağa hızıyla geçen zaman, bellekte bir an sanki,
Bu dünyanın gözle görünür biçimlerini hep benden kaçırdı.
Günler ve geceler törpüledi durmadan görünüşünü
İnsandan harflerin ve sevgili yüzlerin.
Tükenmiş gözlerim boşuna arandı sorgulayarak
Yararsız kitaplıkları, rahleleri boşuna.
Mavi ve lal artık çöken bir sis üstüme
Ve işe yaramayan iki ses. Baktığım ayna
Duman renkli bir nesne. Bahçede soluyorum içime,
Dostlarım, karanlıkta açan hüzünlü bir gülü.
Şimdi bana kalan yalnız sarı renklerdir
Ve gözlerim yalnız karabasanlar için var.
Jorge Luis Borges
Sonsuz Gül
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder