Sayfalar

3 Şubat 2016 Çarşamba

Doğu

Vergilius elini gezdiriyor
Su serinliğindeki kumaşın üstünde
Zamanı ve kumları aşan kervanların
Roma’sına taşıdığı yük bu
Biçim ve renk dokuması.
Geleceğe kalacak bir düzesinde Georgicaların.
Eşini benzerini görmemişti. Bugün ipek diyoruz.
Bir Yahudi can veriyor
Kapkara çivilerle gerilmiş çarmıha
Yargıcın buyruğuyla, ama insanlar
Kuşaklar boyu yeryüzünde
Unutmayacak akan kanı ve yakarışları
Ve bir tepenin üstündeki en son üç adamı.
Büyülü bir kitap biliyorum altıgen yıldızlı
Talihin biçtiği tür uykular ve uyanıklıkların
Bizi sürüklediği altmış dört yolu belirleyen.
Oyalanmak için uydurulmuş ne çok şey!
Kumdan ırmaklar biliyorum, altın balıklar,
Etiopya Kıralının, Preste Juan’ın yönettiği
Ganj’ın Aurora’nın yukarısındaki yerlerde.
Hai ku'yu biliyorum, iki üç hecede
Bir anı, bir yankıyı, bir esriyişi yakalayan;
Sarı madenden bir ibrikte tutuklu
Şu duman cinini de biliyorum
Ve karanlıklarda verilen sözleri.
Ah akla sığmaz defineleri gömen beyin!
Yıldızları ilk gören Caldea.
Yüksek direkli Portekiz gemileri: Goa.
Clive’ın kazandığı utkular, daha dün
Canına kıydı Kim ve kızıl laması
Kurtarıcıları olan yolda gidecekler hep.
Buram buram çay kokusu, sandal ağacının kokusu.
Kurtuba ile El Aksa camisi
Ve kaplan, sümbül denli kırılgan.

İşte böyle Doğum benim. Anıların
boğmasın beni diye edindiğim bahçe.


Jorge Luis Borges
Sonsuz Gül

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder