Sayfalar

12 Eylül 2016 Pazartesi

Bir Zamanlar

Bir zamanlar, oğlum,
içten yürekten gelirdi gülmeler
gözlerinin içi gülerdi insanların;
gel gör ki herkes sırıtıyor şimdi.
buz kesilmiş gözleri
gözleri bir kuşkular denizi.

Başkaydı o zamanlar, başka
el sıkışmada bile içtenlik vardı;
ama hepsi tarihe karıştı, oğlum.
Şimdi soğuk soğuk yapıyorlar bu işi
o yetmezmiş gibi
sol elleriyle boş cepleri yokluyorlar.

"Burası sizin eviniz": "Gene buyrun"
önden bol keseden atıyorlar ama,
sonradan iş değişiyor,
bir kez, iki kez güleryüz gösterip
üçüncüde kapıyorlar kapıyı suratıma.

Neler öğrendim neler.
Yüz değiştirmeyi öğrendim sözgelimi
giysi değiştirir gibi -
evyüzü, işyüzü, sokakyüzü, konukyüzü,
kokteylyüzü - her birinde ayrı bir anlatım
bir fotoğraf gülüşü.

ben de öğrendim oğlum
dişlerimi gösterip sırıtmayı,
soğuk soğuk el sıkmayı,
içten "defol" demeyi
Hiç sevmediğim halde
"Gördüğüme sevindim''
kafam kazan olduğu halde
"Ne güzel konuşuyorsunuz" demeyi
ben de öğrendim.

Ama inan bana, oğlum,
sen yaştayken nasılsam
yine öyle olmak istiyorum. Ağırıma
gidiyor numaralar öğrenmek.
Özellikle nasıl gülüneceğini
yeniden öğrenmem gerek,
bir gülüyorum aynada, dişlerim
zehirli dişleri oluyor bir yılanın.

Öğret bana oğlum,
nasıl gülüneceğini; göster
nasıl gülerdim bir zamanlar
sen yaştayken


Gabriel Okura
Çeviren: Gürkal Aylan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder