Pencerenin önünde sesiyle kırmızısı yeşili.
Basık tavanlı, karanlık ve dumanlı odada
Kadın ve erkek yanaşmalar oturuyor sofrada;
Ve şarap içiyorlar parçalayıp ekmeği.
Kısır bir söz düşüyor arada bir
Öğle saatlerinin derin sessizliğinde.
Tarlalar sürekli bir pırıltı içinde
Gök ise geniş ve kurşun gibidir.
Ateş sırıtarak göz kırpıyor ocakta
Ve bir sinek ordusu vızıldayıp duruyor.
Kadınlar budalaca ve suskun kulak kabartıyor
Ve kan hücum ediyor şakaklarına.
Ve arzu dolu bakışlar karşılaşıyor ara sıra,
Hayvansal bir koku doldurunca odanın içini.
Tekdüze dua ediyor bir işçi
Ve bir horoz ötüyor kapının alt yanında.
Ve tekrar tarlaya. Bir yılgınlığa düşüyorlar
O sık sık uğuldayan başakların arasında
Ve durmadan savruluyor hışırtılarla
Tempo tutmuş hayalete benzeyen tırpanlar.
Basık tavanlı, karanlık ve dumanlı odada
Kadın ve erkek yanaşmalar oturuyor sofrada;
Ve şarap içiyorlar parçalayıp ekmeği.
Kısır bir söz düşüyor arada bir
Öğle saatlerinin derin sessizliğinde.
Tarlalar sürekli bir pırıltı içinde
Gök ise geniş ve kurşun gibidir.
Ateş sırıtarak göz kırpıyor ocakta
Ve bir sinek ordusu vızıldayıp duruyor.
Kadınlar budalaca ve suskun kulak kabartıyor
Ve kan hücum ediyor şakaklarına.
Ve arzu dolu bakışlar karşılaşıyor ara sıra,
Hayvansal bir koku doldurunca odanın içini.
Tekdüze dua ediyor bir işçi
Ve bir horoz ötüyor kapının alt yanında.
Ve tekrar tarlaya. Bir yılgınlığa düşüyorlar
O sık sık uğuldayan başakların arasında
Ve durmadan savruluyor hışırtılarla
Tempo tutmuş hayalete benzeyen tırpanlar.
Georg Trakl
Çeviren: Gertrude Durusoy - Ahmet Necdet
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder