Sayfalar

25 Ekim 2016 Salı

Nazım Hikmet'e Ağıt

Ölümün bizi
Ele yandırdı,
Ele yandırdı ki gardaş,
Ne demeye dilim gelir
Bu derdin ağırlığına...
Çiğnini vermeseydi halklar
Biz bu gam yükünü
Çekebilmezdik,
Ağlamasaydı seni dünyanın anaları,
Bir derya gözyaşı
Dökebilmezdik...
Seni gurbette deyil,
Sürgünlerde deyil,
Arzularının dünyasında
Sevdiğin seherde bastırdılar....
Tabutunun daşında
Milletleri, halkları
Gardaş gördüm,
Rus gızının, Arap şairinin
Alman komünistinin
Gözünde yaş gördüm.
Işıklıydı arzun, niyetin
insan idin,
Oğlu idin büyük beşeriyetin,
Guruyan dudağın,
Şikest heyvanın,
Sönen yıldızın
Kederini duyardın ...
İnsanın gamını
Hamıdan evvel...
Sevdiğin, halına yandığın
İnsanların arasından
Gopardı seni amansız ecel!..
Şeker bile yiyebilmeyen
Ölü uşahların
Halına yanardın,
Harabalıhlar altından
Canlanıp kalkabilmeyen
Baharın halına yanardın ...
Yandın... Kerem gibi yandın,
Yahşi adamları dost bildin
Gardaş sandın ...
İstedin insan fenalığını
Temizlemek.
Ezilen beşeriyet için
Döğünürdü sinendeki
Büyük yürek ...
Ümidin, arzun
İnsanlara bağlıydı
Yaralı yüreğin
Vatan hasreti,
Hicranla dağlıydı. ..
İndi, sevdiğin, muhabbetle baktığın
Gözler ağlıyır ...
Yıllarla hasretini çektiğin
Balaca oğlun Memet ağlıyır ...
Anaların en güzeli
Münevver ağlıyır ...
Ezilen, toptalananların
Ümitsizlerin, çaresizlerin dostu
İşleyip dişleyemeyenlerin dostu
Işığın, güneşin hemdeni
Niye reva gördün bize
Dağ boyda ağırlığı olan
Bu matemi ...
Yaklaştı sana, gardaş
Büyük karanlık,
Goyup gittin ışığı insanlara,
Yazıp yarattığın eserlerinle
Garıştın ebedi bahara...


Nigar Refibeyli


Ele: Öyle
Çiğin: Sırt
Bastırmak: Gömmek
Şikest: Kırık
Hamıdan: Herkesten
Uşah: Çocuk
Harıbalıh: Harabe, yıkıntı.
Beşeriyet: insanlık
indi: Şimdi
Ağlıyır: Ağlıyor
Balaca: Küçük
Toptalanan: Hor görülen
Işlemeh: Çalışmak, yapmak
Hemdem: Yaratan, sahip
Yahşi: iyi, güzel

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder