İniyordu barışçı, sessiz gece
Gri ormanlar üstüne
Alçalan güneşin ölgün pırıltısında
Kankırmızı tarlalar
Ürkek, yabansı basıyorum toprağa, işsiz güçsüzün biri
Gurbetten geliyorum
Yüzüyor güneş, denizde kandan bir gemi
Sonsuza kadar
Toprak üstünde nemli ağırlığı ekin yığınlarının
Titrek ve hışırtılı
Yok kimse, el eden, adımı seslenen
Alnı kırış kırış biri
Gözlerinde bir soru, yumuşak, içten
Konuşmasız, azarsız, incitmeyen
Neden kodun gittin tarlaları
Kim görüp gözetiyor şimdi onları
Güpegündüz, öğle sıcağında güneşin, yine nemlisin
Toprak yığınında oluşan önsezi
Birikmiş gözyaşları yüzlerce yıldan
Mutsuz kullardan
Nasıl kuruyabilir-onlar çıktandır
Tutsaktır gözyaşlarına
Kızgın güneş yakıp kavurmak ister hala
Bir ağrıdır hala sürüp gider
Yaşlı elma ağacına bakıyorum
Bir yabancı, daha şimdi gelmiş
Kanlı toprakları atalarımın
Yurda döndüğümü anlıyorum
Acılı bir ses, bir iç çekiş, atalardan yükselen
Kalpte yeşeren
Toprakta çimleniyor ejderha dişlerinin izi
Tutsak eden önsezi
Gri ormanlar üstüne
Alçalan güneşin ölgün pırıltısında
Kankırmızı tarlalar
Ürkek, yabansı basıyorum toprağa, işsiz güçsüzün biri
Gurbetten geliyorum
Yüzüyor güneş, denizde kandan bir gemi
Sonsuza kadar
Toprak üstünde nemli ağırlığı ekin yığınlarının
Titrek ve hışırtılı
Yok kimse, el eden, adımı seslenen
Alnı kırış kırış biri
Gözlerinde bir soru, yumuşak, içten
Konuşmasız, azarsız, incitmeyen
Neden kodun gittin tarlaları
Kim görüp gözetiyor şimdi onları
Güpegündüz, öğle sıcağında güneşin, yine nemlisin
Toprak yığınında oluşan önsezi
Birikmiş gözyaşları yüzlerce yıldan
Mutsuz kullardan
Nasıl kuruyabilir-onlar çıktandır
Tutsaktır gözyaşlarına
Kızgın güneş yakıp kavurmak ister hala
Bir ağrıdır hala sürüp gider
Yaşlı elma ağacına bakıyorum
Bir yabancı, daha şimdi gelmiş
Kanlı toprakları atalarımın
Yurda döndüğümü anlıyorum
Acılı bir ses, bir iç çekiş, atalardan yükselen
Kalpte yeşeren
Toprakta çimleniyor ejderha dişlerinin izi
Tutsak eden önsezi
İvan Krasko
Çeviren: Kemal Kandaş
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder