Sayfalar

1 Şubat 2017 Çarşamba

Gece Yağmuru

Dün bir şal gibi dolandı boynuma
Bozkır ortasında renkler kuşağı
Ne kadar değiştim Tanrım ne kadar,
Başlıyor yankıları kalbimde
Eski kara sevdalı günlerimin.
Kestim ümidimi kitaplardan
Ve senden ey koca deniz...
Lâkin sesin geliyor derinlerden
Hırçın veya yorgun.
Yalnız şehvet tüten çimenler üstüne
Dökülen bu siyah musiki, bu cömert içki
Beni mest ediyor, yudum yudum
Dün bir mezarlıktan geçtim fecre yakın
Siyah taşlar konuşurken
Beyaz eller gördüm göğe açılan.
Eller ebedi insan elleri.
Yazı yazan, resim yapan, saz çalan
Hamur yoğuran
Güzel eller.
Susmuş o eller şimdi,
Gece yağmuru konuşuyor.
Göksel bir ağıt yakılıyor
Serviler ülkesinde.
Yağmur, yağmur senindir bu tükenmez musiki,
Bu orman.
Orada akmıyor, duruyor zaman.
Kuşlar, böcekler ve kara taşlar
Her şeyi yerli yerinde, kendinden emin,
Ah, lâkin bayıltıcı kokusu gece çiçeklerinin.


Baki Süha Ediboğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder