Sayfalar

25 Nisan 2017 Salı

Gecenin Öksürüğü

Koyulaştı uykum diyordu
Oysa bende ayaklanıyordu gece
Soluyordu yinimin ateşi üstünde
Gel gel
Bendedir aşk
Işığı şerbet renkli lamba
Bende anların esrimesi
Gelmiyorsan korkağın biri olduğundandır
Ey suyu kurumuş eski zaman kavanozu

Gel gel
Çimdirdim tatlı anılarla bu akşamı
Gelirsen onun sana açacağı gizler
Burada:
Gönlüm bir tutukludur yakınır
Gel gel
Yoktur yıldız
Tarlamda ne de bir ışıltı
Gel gel
Bir serüven oldu gecemiz
En egemen esrikliğin doruğu

Bir damla yetiyor coşturmaya beni sesinden
Geliyor sesin kayar gibi gün ağarmasından

Ne ki ben Antar gibi
Yiğidim sabırlıyım ölüm gelip çatınca
Çağlayanda
Düşüşünün en uç noktasında
Veriyorum ancak öpüşümü
Dileğin özgür olmak

Kendi başına buyruk dalgalar
Yaran kayıkçı gibi sessizlik ırmağını
Yaşamak ortasında fırtınanın
Gök gürültüsünün
Dolaşmak balta girmemiş ormanlarda
Gitmek gitmek istiyorum
Yalnız
Önüne geçip önsezilerimin
Katlayıp harmanisini gecenin
Güzelim sende
Yamanlığı suyun
Bukalemun nemi
Bense birkaç patlama
Ama öldürdün ruhumda geceyi
Düşlerimin kıvılcımı
Ölmüş duygularımda kaldı ancak
Bırak beni
Kış uykusunda
Konuşmaya gelişi esrik güzel bir ölü gibi
Geçmiş düşümün çocukluğunda kalayım bırak beni
Bırak sürmeli kapının arkasında
Yok yok açma
Kaçacağım açarsan kapıyı
dalıp içine
Bitimsiz ormanların

Kaçılabilir mi ki


Hasan Abdullah El-Kureyşi
Çeviren: Nuri Pakdil

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder