Sayfalar

19 Nisan 2017 Çarşamba

Şarkının Şehidi

Duvara diktiler çarmıhı.
Çözdüler bileklerimdeki zinciri.
Yelpaze gibi salladı durdu kırbaç
Ve durmadan ayak sesleri.
"Efendim!" diye bir fısıltı
Ve ölülere "Kollayın kendinizi!" demekte.

- Ey sen,
Dedi yırtıcı bir hayvan kükremesi gibi:
Benim tantamın önünde iki kez yere kapanırsan,
Elimi öpersen edepli edepli iki kez,
Sana toprak veririm!

Yoksa ...
Gerilirsin çarmıha
Bir şarkının ve bir güneşin şehidi olarak!

Ağla! diyebilmek için alacakaranlıkta
Ben değildim ilk getiren dikenli tacı.

Ey sen, inanç gibi sevdiğim.
Adın, toz toprak dolu ve kurumuş
Dudaklarımda,
Fıçılarda yıllanmış bir şarap tadında!

Ağla! diyebilmek için alacakaranlıkta
Ben değildim ilk getiren dikenli tacı.
İster benim çarmıhını bir atın sırtında olsun;
İster dikenler altında,
Çiğlerle ve kanla örtülü
Defne yapraklarından bir taç olsun!
"Ölümü ben kendim istedim!"
Diyen son kişi ben olmalıyım.


Mahmud Derviş
Çeviren: Eray Canberk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder