Şiir, Sadece: Geriye Saymak

17 Mayıs 2017 Çarşamba

Geriye Saymak

Geriye saymak; sıfıra dönmek.
Böyle bir şey var gerçekten de!
Kavrulup yok olması Hiroşima'nın
Atom rüzgarıyla
budur işte...

Geriye saymak; sıfıra dönmek ...
Sayılar birbiri ardına hızla çözülüyor.
Soyluların kurduğu şatolar, katedraller
Saman çöpü gibi gevriyor.

Dağ dorukları da gevriyor
benim kafatasım da ...
Beni size bağlayan yeşil çağ
Çöküyor kumdan bir köprü gibi.

Geriye saymak; çözülüyor yıllar
O genç günlerin kırlarına ...
Geçtiğimiz yollar boyunca geriye gidiyorlar
Başlangıcına çağımızın.
Geriye, başlangıca, o küçük kasabaya
Köprünün üstündeki tavus kuşu
Çay bahçesi, eski tip gramofon
Ve tekrar edip duran aynı ezgi.
Ve işte çocukluk arkadaşlarım, meslektaşlarım
Geçiyorlar ırmağın üstünden yavaşça
Dudaklarında kuru bir gülüş ve kır düşmüş saçlarıyla
Fakat bir düşte gibi yakışıklı.
Mimarlar,
istasyon şefleri,
ve doktorlar,
dalgın bakışlı şairler.
Üniversite öğrencileriydik
Ve işte ilkokul öğrencileriyiz şimdi.
Kumral açık alınlarımıza
Düşürüyorum duyduğum acının gölgesini.

Bağrımda
ürkünç bir hızla
Dönüyor geriye doğru rakam sıraları ...
Geriye! Sıfıra! Geriye saymak!
Sıfır, hiç demektir.
Sıfır, onulmazca yıkılmış bir ocaktır
Azgın, yakıp kavuran bir kıyamette.

Bir infılaktır her şeyi yok eden!
Ve her şey fırlıyor geriye:
Beyin
duygu
hücre
Su
Ve ayrışıyor yapayalnız atomlarına
Yapayalnız bir yıldızın.

Gezegenimiz harikalarla dolu daha!
Uzayın ıssızlığını düşündüğümüzde.
Onun varlığıdır kaynağı mutluluğun
Odur temel anlamını veren maddeye ...

Okul arkadaşlarım, fizikçiler, matematikçiler
Durdurun geriye gidişini sayılarını
Koşun imdadına benzersiz, biricik
Yeşil ve böylesine capcanlı dünyamızın ...


Peter Karaangov
Çeviren: Ataol Behramoğlu

Hiç yorum yok: