Taş çağı zamanları
o kadar uzak mısınız kulağımdan
mağaraların kahkahalarını duymuyorum artık.
Zamanın seherindeki zaman
taşıl kıvancın zamanı
kireçler dünyasının.
Anılar çakmak taşı uğulduyor başımda.
Savaş baltalarının, tamtamların, davulların zamanı
iğneler zamanı, çiçeklerin yırtıcı zamanı
yalnızlığın kumlarında yok olan.
Aşktan daha insancıl olan sfenksin kızarması.
Gözler bulacak yolunu barışın
aynalar ormanında
umutsuzluk bir yalandır orada binlerce maskeli.
Eriyen buz üstünde yalnayaktı küçük kız
yüreği de bir fenerdi sanki.
o kadar uzak mısınız kulağımdan
mağaraların kahkahalarını duymuyorum artık.
Zamanın seherindeki zaman
taşıl kıvancın zamanı
kireçler dünyasının.
Anılar çakmak taşı uğulduyor başımda.
Savaş baltalarının, tamtamların, davulların zamanı
iğneler zamanı, çiçeklerin yırtıcı zamanı
yalnızlığın kumlarında yok olan.
Aşktan daha insancıl olan sfenksin kızarması.
Gözler bulacak yolunu barışın
aynalar ormanında
umutsuzluk bir yalandır orada binlerce maskeli.
Eriyen buz üstünde yalnayaktı küçük kız
yüreği de bir fenerdi sanki.
Gilles Henault
Çeviren: M. Uyguner
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder