Sayfalar

14 Aralık 2017 Perşembe

Akşam Türküsü

Severim, çalışıp doyasıya ve avuçlarım ağırlaştığında artık,
Ve ruh, dingin ve dışında günlük kaygıların;
Durmayı sessizlikte, yükselen mavi sis bulutlarıyla yan yana,
Bakmayı, yolun bitiminde gitgide koyulaşan görüntüsüne ağaçların.

O zaman, erken akşamın yumuşak fosforunda
Seçerim, yaprakların bakırdan dökülmüşçesine koyu kırmızı rengini,
Üstünde onların kırpar gözünü bir yerde ilk yıldız,
İnekler sallayarak seçer sütten gerilmiş memelerini.

Ve bir akşam böcekçiği, uçarken yanıbaşımda
Çarpar bana, gülümseyerek alırım onu elime;
Ve salarım karanlığına akşamın bu vızıldayan yolcuyu,
Uçup gider, bir gönül yoldaşı arayarak kendine.

Ben de öylece, çıkardım aramaya seni, öyle körlemesine;
Sonunda, herhangi bir uzaklıkta, seni mutlaka bulacağımı bilmeme rağmen.
Çünkü her zaman, karanlığında evrenin, bulur birbirini
İki uzak yıldız, karşı konulmazca birbirine akan iki beden ...

Severim bu akşam vaktini; çalışmış olarak doyasıya
Duyarım omuzlarımda tüm yorgunluğuyla erkek yükümün ağırlığını.
Ve dururum kımıltısız, dinlerim akşamı ve göçmen kuşlarının
Akşam sisinde durmaksızın bağırışlarını.


Ferenc Juhasz
Çeviren: Ataol Behramoğlu

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder