Yıllar geçiyor -ovaların üzerinde upuzun bulutlar-
Ama artık bir daha geri dönmüyorlar.
Artık avutmuyor beni eskiden başımı döndüren ne varsa:
Masallar, çalgılar, oyunlar, boş inançlar.
Çocuk alnıma dinginlik armağanı getiren şeyler.
Anlamakta güçlük çekiyorum, oysa apaçık anlamları.
Bugün boş yere sarıyorsun beni gölgelerinle.
Gizemlerin saati, günün veda saati.
Hayatın geçmişinden bir ses koparmak isterdim,
Tekrar titreyesin diye sen, ruhum, onu duyunca.
Elim dolaşıp duruyor boş yere lirin telleri üzerinde.
Her şey yitip gitti gençliğin ufkunun arkasında
Ama tek sözcük çıkmıyor zamanın güzel ağzından!
Saatler, günler, aylar, yıllar yığılıyor arkamda.
Bense gittikçe gömülüyorum dipsiz karanlıklara.
Artık avutmuyor beni eskiden başımı döndüren ne varsa:
Masallar, çalgılar, oyunlar, boş inançlar.
Çocuk alnıma dinginlik armağanı getiren şeyler.
Anlamakta güçlük çekiyorum, oysa apaçık anlamları.
Bugün boş yere sarıyorsun beni gölgelerinle.
Gizemlerin saati, günün veda saati.
Hayatın geçmişinden bir ses koparmak isterdim,
Tekrar titreyesin diye sen, ruhum, onu duyunca.
Elim dolaşıp duruyor boş yere lirin telleri üzerinde.
Her şey yitip gitti gençliğin ufkunun arkasında
Ama tek sözcük çıkmıyor zamanın güzel ağzından!
Saatler, günler, aylar, yıllar yığılıyor arkamda.
Bense gittikçe gömülüyorum dipsiz karanlıklara.
Mihail Eminescu
Çeviren: Özdemir İnce
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder