Sayfalar

26 Ocak 2018 Cuma

Akşam Erken İner Mahpusâneye

Akşam erken iner mahpusâneye.
Ejderha olsan kâr etmez.
Ne kavgada ustalığın,
Ne de çatal yürek civan oluşun,
Kâr etmez, inceden içine dolan,
Alıp götüren hasrete.

Akşam erken iner mahpusaneye.
İner, yedi kol demiri,
Yedi kapıya.
Birden, ağlamaklı olur bahçe
Karşıda duvar dibinde.
Üç dal gece sefası,
Üç kök hercai menekşe ...

Aynı korkunç sevdadadır
Gökte bulut, dalda kaysı.
Başlar koymağa hapislik.
Karanlık can sıkıntısı ...
Kürdün Gelini'ni söyler maltada biri
Bense volta'dayım ranza dibinde
Ve hep olmayacak şeyler kuranın,
Gülünç, acemi, çocuksu ...

Vurulsarn kaybolsam derim,
Çınlçıplak bir kavgada.
Erkekçe olsun isterim,
Dostluk da, düşmanlık da
Hiçbiri olmaz halbuki,
Geçer süngüler namluya.
Başlar gece devriyesi jandarmaların ...

Hırsla çakarım kibriti ...
İlk nefeste yarılanır cıgaram,
Bir duman alırım, dolu,
Bir duman, kendimi öldüresiye.
Biliyorum, "sen de mi?" diyeceksin,
Ama akşam erken iniyor mahpusaneye.
Ve dışarda delikanlı bir bahar,

Seviyorum seni,
Çıldırasıya...


Ahmed Arif
Hasretinden Prangalar Eskittim

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder