Sayfalar

17 Şubat 2018 Cumartesi

Kederlidir Taşlıkların İstanbul

Toplanın, aldırmayın yağmura
yaşadıklarımızın hesabı tutulacak

Anacığım başörtünü sar
bile gözlerinin öfkeli alevini

Bacım ıslansın saçların bırak
tuz ve ekmek koy çantana
sesinde memleketin akarsularını
Isparta güllerini bulundur

Tokalaş kardeşim
Malatya'da pestil serdi
Tophane'de çıldırmış baharı
ve sandıkları yüklendi bu el
tokalaş, çünkü ölüdür yalnız bir yürek

Babacığım cıgaranı tazele
ister Marmara'nın olsun
İster Karadeniz'in
tütünü severdi hepsi de

Toplanın hüzünlere de yer var
utançtan eğilmiş başlara da
yeni dillenmişler de gelsin
öpelim onları alınlarından
birer gecesi oldu her birinin
çıktılar çocukluktan

Gelin yedi rüzgarlar
yas torbanı şuraya koy Bingöl
terlisin özlemini giyin Diyarbakır
İstanbul yıka da gel kederli taşlıklarını
gece uykusundan sıçrayan dağbaşı
gölgesi taş kesilen söğüt
herbir yerin avare serçeleri
oturun el bağlamadan;
sanki yenilmiş olacağız
bir daha konuşamıyacağız el bağlarsak

sen de şöyle geç Yüksekovalı Recep
bir tas ayranın hatırı var
adını çıkaramadım
demek elma getirdin Amasya'dan
bulgur getiren de sağolsun
bu testiyi Kayışdağ'dan doldurdular
zarar yok bardaksız içeriz
bazlama var akşama
ağıt söylemek için sesimiz

Elini yüzünü yıkamak isteyen var mı
abdest alacak var mı?

Ölülerimizin adı okunacak.


Ahmet Oktay
Sürdürülen Bir Şarkının Tarihi

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder